Tarihi Kentler ve Turizm Beklentisi
Kibele Eren - ÇEKÜL Akademi Koordinatörü
Yerel Kimlik Dergisinin 64. sayısında yayımlanmıştır. (sayfa: 24-31)
Yerelin kültürel mirasa sahip çıkmasını sağlayacak çalışmalara hız vermek ve kentlerin özgün hikâyelerini kitlelerle buluşturmak, turizmin önemli başlıkları arasında.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres’in ifadesine göre “Turizm dünyamızda, gezegenimizin ve biyolojik çeşitliliğinin korunmasında, bizi insan yapan şeyleri kutlamada, yeni yerler ve kültürler keşfetmekten yeni deneyimlerle ve insanlarla bağlantı kurmaya kadar çeşitli alanlarda itici bir güç olarak rol oynuyor.” Bir salgınla boğuştuğumuz süreçte “turizm” kelimesi hepimizin özlemi. Gezgin olacağımız günlere de elbette döneceğimizi bilerek; nedir bu turizm? Bu metinde turizmden kasıt, sürdürülebilir turizmdir.
Kültürel mirasın korunmasının başlı başına birçok disiplini birlikte çalışmaya yönlendirdiği gibi yerelde kalkınmaya da güç verdiğini söyleyebiliriz. Kentlerin ev sahipliği yaptıkları tarihi yapıları, gelenekleri, doğal çevreleri, kısaca kimliklerinin özgünlüğü ile çağdaş yaşam pratikleri ne kadar birbiriyle uyum içinde bulunuyorsa kentliler de o kadar mutlu oluyor. Turizmin gelişmesi, tüm bu çalışmaların doğal sonuçlarından biri.
Turizmin tarihi görece olarak yeni; 21. yüzyıl öncesi sadece bolca boş zamanı olan varlıklı kişilerin gerçekleştirdiği geziler, II. Dünya Savaşından sonra dünya çapında yaygınlık kazanınca ve zamanla herkesin tatil yapabilmesini sağlayan gelişmeler ilerledikçe çoğalmış ve turizm kelimesi günlük hayatımıza girmiş. Turizm sayesinde insanlar bir yere gitmenin yanı sıra kültürel, ekonomik ve toplumsal olarak da iletişim içinde oluyor. Diğer ülkelerin, bölgelerin kültürünü deneyimleyip kendi kültürel miraslarının farkına varmak; gelecek kuşaklara daha yaşanılabilir bir dünya bırakmanın gerekliliğine inanarak daha geniş bakış açılarına sahip olmak turizmin etkileri arasında. Dahası, Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütüne (UNWTO) göre insan merkezli ve kültür odaklı turizm, kentsel ortamlarda ekonomik fırsatlar yaratmakla sınırlı kalmayıp, aynı zamanda kalkınmanın tüm boyutlarının ayrılmaz bir parçası olarak da kabul ediliyor.
Yine Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütüne göre her yıl 1,2 milyar insan yurtdışına seyahat ediyor. Bunlar ve yurt içinde seyahat eden milyarlarca kişi, dünya ekonomilerine küresel GSYH’nin yüzde 10'unu ve 11 iş kolundan 1'ini sağlayan bir sektör yaratıyor.
Yerel Yönetimlerin Turizme Yaklaşımı
Genel anlamıyla turizm; turist, ürün ve hizmeti sunan işletmeler, misafir kabul eden ülke, bölge, kent ve toplum arasındaki etkileşim sonucunda turistlerin ve ziyaretçilerin ağırlanması süresinde ortaya çıkan olayların ve ilişkilerin bütünü olduğuna göre, turizmle yerel yönetim arasındaki ilişkinin aslında turizmin tanımının içinde bulunduğu görülebilir.
Ülkemizde yerel yönetimler bir süredir sadece bir anıt binaya turistik işletme belgesi vererek veya farklı kültür varlıkları arasında bir gezi güzergâhı işaretlendirme çalışmasıyla turizmin kente gelmeyeceğini, başka kentlerde, hatta yurtdışında üretilen incelikten yoksun ürünlerle de yerelin, esnafın kalkınamayacağını biliyorlar. Daha uzun vadeli, kamu- yerel ve özel iş birlikleriyle stratejik planlar hazırlamanın yine bu aktörlerle planları hayata geçirmenin öneminin farkındalar. Diğer önemli konulardan biri yerelin kültürel mirasa sahip çıkmasını sağlayacak çalışmalara hız vermek, son olarak da içinde bulunduğumuz iletişim çağının medya olanaklarını kullanarak kentlerin özgün hikâyelerini kitlelerle buluşturmak…
Planlama
Turizmi geliştirme hedefiyle yola çıkan yerel yönetimin amacı kitlesel turizmin yıkıcı ve tüketici etkisi yerine yerelde kalkınmaya katkı sunmak; istihdamı, ziyaretçilerin ve hemşerilerin memnuniyetini artırmaksa yukarıda belirttiğimiz gibi kamu- yerel ve özel aktörlerle nasıl bir planlama yapmalıyız?Bölgenin ve kentin imajını turizm destinasyonu olarak yaratmak ve geliştirmek üzere bir turizm kurulu oluşturmanın; kurulda mimari, şehir planlama, sanat tarihi, müzecilik, arşiv, mühendislik, eğitim, güzel sanatlar, turizm gibi farklı disiplinlerin temsil edilmesine özen göstermekte fayda bulunuyor.
Kurulun ilk çalışması kentin kuvvetli ve zayıf yönlerinin objektif bir biçimde incelenerek olumsuzlukların nasıl avantaja çevrileceği konusunda bir çalışma planı hazırlamak olabilir. Bu çalışma için kamu (valilik, bakanlık, üniversiteler), özel (iş insanları), yerel (ticaret odaları, esnaf odaları ve STK’lar) arasında çalıştaylar, arama toplantıları yapılabilir. Söz konusu veriler ışığında yerel yönetimin altyapı çalışmalarını doğal, tarihi, kültürel zenginlikleri en iyi şekilde korumak ve özellikle ziyaretçilerin kente giriş yaptıkları güzergahlardan başlayacak şekilde tasarlaması ve yönetmesi bu aşamada önem taşıyor. Yine bu aşamada kentlinin ve ziyaretçilerin faydalanabileceği etkinlik alanlarının -tiyatrolar, parklar, spor alanları, müzeler, konferans merkezleri, karavan alanları gibi- gözden geçirilmesi, oluşturulması, hazırlanması gerekebilir.
Peki kent olarak hedeflerimiz neler? Ziyaretçi sayısını, kalış sürelerini ve harcamalarını artırmak, turizm faaliyetlerini on iki aya yaymak ve istihdamı olumlu yönde etkilemek. Tam da bu noktada bir eğitim ve tanıtım planlamasına ihtiyaç duyulacağı kesin. İl/ilçe milli eğitim müdürlüğü, üniversiteler ve çeşitli STK’lar aracılığıyla kentlinin doğal ve kültürel mirasını sahiplenmesi için farkındalık seferberliği düzenlenebilir. Özel sektörün ihtiyacı olan iş gücünün karşılanması amacıyla yerel yönetimler ve özel sektör iş birliğinde turizme yönelik meslek ve beceri kazandırma kursları düzenlenebilir. Yerelin özgün değerlerini öne çıkaran turistik ürünlerin çeşitlendirilmesi amacıyla üniversiteler ve STK’larla işbirliği yapılabilir.
Tanıtım anlamında yerele ait hikâyeler çağdaş tanıtım anlayışına hizmet edecek şekilde gündeme getirilmeli, böylelikle yerel değerler tanınmış, bilinen bir ürün haline dönüştürülmeli. İçinde yaşadığımız dijital dünyada ulusal ve uluslararası tanıtım için gerekli tüm platformlar kullanılabilir. Buralarda kullanılacak dilin resmiyetten uzak, sıcak, sıradan insana dokunacak şekilde olmasına özen göstermek yerinde bir karar olur. Tanıtım için her zaman büyük bütçelere de gerek yok, akıllı bir stratejiyle dijital iletişim kanalları muhakkak kullanılmalı, bunun dışında iç ve dış fuarlarda, yakın kentlerde ve tabii ki büyük şehirlerde hem bölgesel hem de kent odaklı tanıtım fırsatları kaçırılmamalı.
Kültür ve Turizm Bakanlığının uygulamakta olduğu hedef odaklı tanıtımların bu anlamda çok ses getirdiği muhakkak. Özellikle sinema sektörü (film, belgesel, dizi) ile iş birlikleriyle, projeleri doğru değerlendirilerek, tanıtıma katkısı göz önünde bulundurulup desteklenmeli ve teşvik edilmeli.
Kentliyi ilgilendirdiği gibi gezginler için de güvenlik, halk sağlığı ve ulaşım konularını unutmamak gerekiyor. Kent içindeki yaya yollarının düzenlenmesi hem rahatlık açısından hem de ticarete olumlu katkıları nedeniyle değerlendirilmeli. Otomobiller ve tur otobüsleri için park alanları, taksicilik ve turizm amaçlı taşıma araçlarının kıstasları belirlenmeli, yerel yönetimler tarafından denetlenmeli ve caydırıcı cezai müeyyideler oluşturulmalı. Özellikle tuvalet olanakları (altyapı ve hijyen) da göz ardı edilmemeli. Tur otobüsleri kentimize gelmeye başladıysa bu ihtiyaç konusu zaman zaman sıkıntılı sonuçlar doğurabilir.
Son olarak somut olmayan kültürel mirası yaşatan kişileri; kadınlar, gençler ve engelliler de dahil olmak üzere herkesi kapsayacak planların turizmin gelişimi ve geçim kaynaklarını iyileştirmenin en iyi yolu olduğunu unutmadan bu grupların da karar alma yetkilerinin güçlendirilmesini teşvik etmek gerekiyor.
ÇEKÜL Akademi ve Kültürel Miras ve Turizm Birlikteliği Eğitim Programı
460 üyesi ile Tarihi Kentler Birliği, kurulduğu günden bu yana kentlerin özgünlüğünü koruyarak kültürel mirasını geleceğe aktarma yolundaki çalışmalarına destek veriyor. Yerelde kültürel mirasın korunması kapsamında çalışan farklı disiplinlerden uzmanların çalışmalarını yürütürken karşılaştıkları sorunları ve çözüm arayışlarını yakından takip eden ÇEKÜL Akademi her yıl eğitim başlıklarını onların taleplerine göre güncelliyor. Akademi, kalkınmayı yerel düzeyde sağlamanın yönetimlerin ana hedeflerinden biri olduğunu bilerek bu yıl ilk defa eğitim başlıkları arasına turizm konusunu aldı. Planlamada Miras Temelli Yaklaşım, Sürdürülebilir Turizm ve Tanıtım, Kültür Rotaları ve Turizm Süreci başlıklarında üç bölümden oluşan yeni eğitim programı -Kültürel Miras ve Turizm Birlikteliği (KÜMTEP)- bu konuda çalışma yapan uzmanların kentleri için bir yol haritası çizmelerine yardımcı olmayı amaçlıyor.
Konuya belirli bir metodoloji ile yaklaşılmasını sağlamak üzere vaka analizleri, pratik uygulamalar ve alanında uzman kişilerin deneyimlerini paylaştığı eğitim programı aynı zamanda bu konuda çalışmakta olan yereldeki uzmanların birbirleriyle iletişiminin güçlenmesine ve farklı bakış açıları kazanmalarına da olanak sağlıyor.
En kısa sürede hep birlikte yurdumuzdaki kültür mirasımızı sağlıkla ziyaret edebileceğimiz günlere kavuşmak dileğiyle…