Ana içeriğe atla
İstanbul'u Sergilerle Öğrenmek

İstanbul'u sergilerle öğrenmek - II: "Göz Alabildiğine İstanbul: Beş Asırdan Manzaralar"

09.09.2024

Yazan: Ezgi Sesil Coşkun, Sergi Rehberi

 

Bu sene İstanbul'la ilgili sergilerde bir artış oldu. Geçen yaz, bir süredir sergi rehberi olarak çalıştığım Meşher‘de yeni serginin İstanbul hakkında olduğunu öğrenince heyecanlandım. Tatil günlerimde İstanbul'u gezmeyi severim, sergi vesilesiyle İstanbul konulu kitaplar da okumaya başladım. Yoğun araştırmalarıma şehrin sosyal tarihi de eklendi. 

Meşher'deki serginin adı "Göz Alabildiğine İstanbul: Beş Asırdan Manzaralar" sergiyi İstanbul hakkındaki bilgilerimizi artırabilecek bir kaynak olarak nasıl kullanabileceğimizden bahsetmek istiyorum. Yazı, sergiyi gezerken de size eşlik edebilir. 

Eserleri incelemeye geçmeden önce belirtmek isterim ki bu yazı, “İstanbul'u Sergilerle Öğrenmek ” isimli yazı dizisinin ikincisi. İlk yazıyı okumak için buraya tıklayabilirsiniz. Bu iki sergi birbiriyle ilişkili ve birçok ortak sanatçı barındırmakta. 

İlk olarak sergi hakkında genel bilgi vermek isterim. Sergideki en eski eser 15. yüzyıl sonlarından bir dünya tarihi kitabı; en yeni eser ise 20. yüzyılın başlarından bir resimli albüm. Sergide panoramalar, geniş açılı İstanbul tasvirleri, haritalar yer alıyor. İstanbul'a batılıların gözünden bakma fırsatı sunuyor sergi, aynı zamanda yerli sanatçıların eserleri de bulunuyor. Kürasyonu kronolojik bir sıralama ile yapılmayan sergide, kimi zaman birbiriyle ilişkisi olan sanatçıların eserlerini birlikte görürken, kimi zaman da farklı yüzyıllarda yapılmış benzer kompozisyonları yan yana görüyoruz. Dönemler arası farklılık ve benzerlikleri inceleme imkânı sunulmuş. Tasvirleri kitaplardan tuvallere, tepsilerden tabaklara, farklı malzemeler üzerinde görmek mümkün. 

Sergideki geniş açılı tasvirler sayesinde tarihi yapıların konumları kafamızda daha iyi oturuyor. Ziyaretçilerin de en keyif aldığı şeylerden biri hangi yapının ne olduğunu bulmaya çalışmak gibi gözüküyor. 

Üç kattan oluşan sergideki ilk bahsetmek istediğim esere bakalım. Zemin katta, Henry Aston Barker'ın -babası ve iş ortağı Robert Barker 360 derece panoramik resim tekniği patentinin sahibidir- 1799’da İstanbul’u ziyaret ettiği sırada Galata Kulesi'nden yaptığı panorama (Görsel 1) bize sadece eski İstanbul'u göstermekle kalmıyor, İstanbul sakinlerinin günlük hayatlarından ipuçları da veriyor. Ezan okuyan müezzin (Görsel 2) ya da balkona asılmış kuruyan çamaşırlar, sokakta gezinen insanlar... 

Resim
İstanbul'u Sergilerle Öğrenmek
Görsel 1. Henry Aston Barker'ın 1799 tarihli panoramasının sergi için hazırlanmış reprodüksiyonu.
Resim
İstanbul'u Sergilerle Öğrenmek
Görsel 2. Barker'ın panoramasında eli kulağında ezan okuyan bir müezzin.

Kuşkusuz panoramada onlarca önemli yapı, aktarılacak sayfalarca tarihi bilgi var. Yazının uzunluğunu da sınırlı tutmak niyetiyle sadece birkaç tarihi yapıya bir göz atacağım. 

Bunlardan ilki Yeraltı Camii ve Kurşunlu Mahzen Köşkü (Görsel 3). Aslında en çok da yapıldığı noktanın önemi var diyebiliriz. Baha Tanman söyle aktarıyor:

"Caminin harimini oluşturan yapı, Bizans İmparatoru II. Tiberios tarafından Haliç'in girişini kontrol etmesi için inşa ettirilmiş. Bizans kaynaklarında "Kastellion ton Galatou / Pyrgoma / Phrourion" olarak, Ceneviz Kaynaklarında ise "Castrum Galathe" olarak anılan, Haliç'in girişine çekilen zincirin bağlandığı kulenin üzerine oturduğu mahzendir. Fetihten sonra silah ve cephane deposu olarak kullanılan, II. Mehmed'in vakfiyelerinde 'Mahzen-i Sultani' olarak, daha sonraki Osmanlı kaynaklarında ise "Kurşunlu Mahzen" olarak zikredilen yapının içinde, on yedinci yüzyıl sonlarında bazı sahabe makamları ihdas edilerek Nakşibendi zaviyesi faaliyete geçirilmiş, Sadrazam Bahir Mustafa Paşa 1752-1756 arasında söz konusu mekanı camiye tahvil etmiştir".[1]

Resim
İstanbul'u Sergilerle Öğrenmek
Görsel 3. Yeraltı Camii ve Kurşunlu Mahzen Köşkü.

Zincirin öteki ucu ise bugün izi kalmayan, Sarayburnu'ndaki Kentenarion binasına bağlanırdı. Bu bina 1870'lerde demiryolu yapılırken yıkıldı.[2]

Bu panoramada son olarak Valens(Bozdoğan) Su Kemeri'nden bahsetmek istiyorum (Görsel 4). Anaokulum, ilk ve ortaokulum Fatih ilçesindeydi. Ortaokulda sabahçıysam okul çıkışı annem ve babamın iş yerine giderken bu kemerin altından kaç defa geçmişimdir kim bilir...

Resim
İstanbul'u Sergilerle Öğrenmek
Görsel 4. Barker'ın panormasında Valens(Bozdoğan) Su Kemeri.

İstanbul su sorunu olan bir şehir idi. Bu sorunu çözmek amacıyla yeraltı tünelleri yapılmış, yağmur suyu toplamak için kapalı ve açık sarnıçlar inşa edilmişti. 

"Büyük olasılıkla Hadrianus döneminde, Bizantion dışında yapımına başlanan ve belki sonradan Valens tarafından onarılan ya da yeniden yapılan Valens Sukemeri...çeşitli dönemlerde kısmen, depremler ve yangınlardan büyük zarar görmüş ve defalarca onarılmıştır."[3] (Görsel 5)

Resim
İstanbul'u Sergilerle Öğrenmek
Görsel 5. Üç ana su yolunun sistem taslağı. Kaynak: Wolfgang Müller-Wiener, İstanbul'un Tarihsel Topografyası 17. Yüzyıl Başlarına Kadar Byzantion -Konstantinopolis - İstanbul, Yky, 2001.

Osmanlı dönemindeki çalışmaları Müller-Wiener şöyle anlatıyor:

"Fatih Sultan Mehmed 1453 yılındaki fethin ardından Bozdoğan Kemeri'ne giden eski suyolu ağında, suyu kentin batısındaki engebeli araziden kente ulaştıran Halkalı suyolunda, kapsamlı çalışmalar sürdürür. Bunun yanında, yeni kanalizasyon yapımları ve 1509 depreminin ardından yapılan kapsamlı onarım çalışmaları Sultan II. Bayezid (1481-1512) ve Kanuni Sultan Süleyman (1520-1566) tarafından 16. yüzyılın ikinci yarısına kadar sürdürüIür. Bu çalışmaların nedeni Bayezid Camii, Şahzade Camii ve Süleymaniye Camii gibi o dönem yeni yapılmış külliyelere su temin etmektir."[4]

Sadece bu panoramadaki yapılardan yola çıkarak belki onlarca yazı yazılabilir. Bu panoramanın orijinali de sergide fakat reprodüksiyonu kesinlikle sergi alanında deneyimlenmesi gereken bir görsel, özellikle 1799'da Yarımada'nın ne kadar bina dolu olduğunu görünce şaşırabilirsiniz. Bazı kâgir yapılar dışında şehrin ahşap ve neredeyse iç içe geçmiş mimari yapısı bir başka göze çarpan şey (Görsel 6)Bu ahşap yapılaşmanın ciddi bir yangın sorununu da beraberinde getirdiğini birinci katta yanmış bölgeleri gösteren panorama ve haritalarla çok daha iyi anlayabiliyoruz. Bunlardan seçtiğim birini inceleyeceğim. 

Resim
İstanbul'u Sergilerle Öğrenmek
Görsel 6. Barker'ın panoramasından ahşap evler.

John Murray'nin el kitabı (Görsel 7), İngilizce bir rehber kitap. Sergide bu kitap ikiye açılmış ve içinden çıkan bir harita ile sergileniyor (Görsel 8). Bu harita 1865 Hocapaşa yangınının hasarını gösteriyor[5], haritada işaretlediğim yerlerde boşluklar bırakılarak üzerlerine "District destroyed by Fire" yazısı eklenmiş, "Yangınla Yok oldu" diye çevrilebilir. Bir rehber kitaba dahil olacak büyüklükte ve önemde bir yangından bahsediyoruz.

Resim
İstanbul'u Sergilerle Öğrenmek
Görsel 7. "Murry'nin Gezginler İçin El Kitapları" İlki 1836'da Londra'da yayımlanan, İngilizce rehber kitaplardır. Farklı ülkeler ve bölgeler için çeşitli kitaplar yayımlayan yayıncının bu kitabı 1876'da yayımlanmış. Kaynak: Göz Alabildiğine İstanbul: Beş Asırdan Manzaralar" Meşher Sergi Kitabı.
Resim
İstanbul'u Sergilerle Öğrenmek
Görsel 8. En sağdaki ok Hocapaşa yangını bölgesini gösteriyor. Kaynak: Göz Alabildiğine İstanbul: Beş Asırdan Manzaralar" Meşher Sergi Kitabı.

"Yangın Ruzname-i Cerideyi Havadis gazetesinin haberine göre Elvan Mahallesi’nde başlayıp, bir ucu Çifte Saraylar’dan (günümüzde İstanbul Erkek Lisesi) Çemberlitaş ve Nur-u Osmaniye civarını yakıp Sedefçiler’de (Atik Ali Paşa Camisi civarı) sönmüştü. İleriki günlerde, Çemberlitaş’ı saran ateş üç koldan, bir kolu Gedikpaşa Hamamı’nın külhanına oradan Kumkapı'ya, bir kolu Peykhane tarafından Fazlıpaşa civarına, Divanyolu'ndan Acı Hamam'a ve diğeri At Meydanı'na gelmiş, oradan Nahilbend Mahallesi'ne devam ederek, Dikimhane ve Mehterhane'ye ulaşmıştı. Bu iki koldan birisi Sokullu Mehmet Paşa Camisi’ne kadar ilerlemişti."[6]

"Dönemin gazetelerinde de belirtildiği üzere yakın zamanda peş peşe çıkan birkaç yangından sonra Haliç’ten Marmara’ya kadar devlet kurumlarının ve paşa konaklarının yer aldığı şehir merkezi zarar görmüştü."[7]

Yangınlar ve depremler nedeniyle birçok yapı yıkıldı, yeniden inşa edilmek zorunda kaldı. Bazı yapılar ise bazen doğal afetler, bazen politik nedenler bazen ise imar faaliyetleri nedeniyle günümüze ulaşamadı. 

İstanbul'un Günümüze Ulaşamayan Yapıları

İstanbul yüzyıllar içinde oldukça değişmiş. Sergide İstanbul'un artık var olmayan yapılarını da görme fırsatımız var.  Zemin katta L. Manzoni'nin 19. yüzyılın başlarında yaptığı "Sarayburnu’ndan Yeniçeri Kışlasına Kadar İstanbul’un Görünümü, Karaköy’den Yapılmıştı" adlı tasvirde (Görsel 9) ve Carbognano'nun "Galata’dan Bakışla İstanbul Şehrinin Kuzey Kesimi" isimi eserinde Ağa Kapısı'nı görebiliyoruz. 

Resim
İstanbul'u Sergilerle Öğrenmek
Görsel 9. Üstte, L. Manzoni'nin 19. yüzyılın başlarında yaptığı "Sarayburnu’ndan Yeniçeri Kışlasına Kadar İstanbul’un Görünümü, Karaköy’den Yapılmıştı" adlı tasviri.
Resim
İstanbul'u Sergilerle Öğrenmek
Görsel 10. Manzoni'de mavi daire ile işaretlediğim Ağa Kapısı, Yangın Kulesi(elipsin içinde) ve onların solunda da Süleymaniye Külliyesi. Kaynak: Göz Alabildiğine İstanbul: Beş Asırdan Manzaralar" Meşher Sergi Kitabı.

Yeniçeri Ağasının konutu ve yeniçerileri yönettiği bu merkezi ve yanındaki yangın kulesini Doğan Kuban şöyle anlatıyor:

"..Ağakapısı, Limana manzarası olan, kente egemen bir konumda, geniş bir bahçe içinde duvarlarla çevrili bir kompleksti. Kompleksin içindeki çok sayıda yapı arasında atölyeler ve küçük bir de çarşı vardı. Yeniçeri ağası, sadrazamı, Ağa kapısına yaptığı yıllık ziyaretinde Tekeli Köşkü olarak bilinen yapıda ağırlardı ve bu önemli bir devlet töreniydi...Yeniçeriler, kentin güvenliğinden ve yangın gözetlenmesinden sorumluydu. Yangın kulesi, Eski Saray bölgesindeki Ağa Kapısı'nın yanındaydı."[8] (Görsel 10) 

Birinci katta Fossati'nin 1852 tarihli panoramasında (Görsel 11) Ayasofya'nın solunda kalan bina sergi boyunca insanların dikkatini en çok çeken yapılardan biri. Bu bina Osmanlı'nın ilk üniversite diyebileceğimiz binası olan Darülfünun binasıdır. 

Resim
İstanbul'u Sergilerle Öğrenmek
Görsel 11. Fossati, İstanbul Panoraması, Ayasofya’nın Bir Minaresinden, 1852.

"Gaspar Fossati'nin 1850'li yıllarda modernleşmenin getirdiği yeni bir ihtiyaç için Darülfünun (üniversite) olarak inşa ettiği yapıda, 1876'da Meclis-i Mebusan ve Meclis-i Ayan toplanmıştı. Yapı daha sonra Adliye Nezareti olarak kullanılmış, 1933'te yanarak tarihe karışmıştır."[9] (Görsel 12)

Resim
İstanbul'u Sergilerle Öğrenmek
Görsel 12. Sağda Ayasofya'yı görüyoruz. Soldaki büyük bina ise Darülfünun olarak inşa edilmişti. Kaynak: Göz Alabildiğine İstanbul: Beş Asırdan Manzaralar" Meşher Sergi Kitabı.

Bu panoramada günümüze ulaşamamış bir başka yapı da Topkapı Sarayı'nın ana kapısının üstünde yer alan köşk. 

Fatih Sultan Mehmet'in Bab-ı Hümayun'un üzerine yaptırdığı ahşap köşk onarımlarla 20. yüzyıl başlarına kadar gelebildi fakat büyük bir yangın sonrası günümüze ulaşamadı.[10] (Görsel 13)

Resim
İstanbul'u Sergilerle Öğrenmek
Görsel 13. Fossati'de Bab-ı Hümayun'un üzerindeki köşk. Kaynak: Göz Alabildiğine İstanbul: Beş Asırdan Manzaralar" Meşher Sergi Kitabı.

Fosatti'yi geçip ilerlediğimizde, Calvert'in (Görsel 14) 1767 basımlı kitabının içinde yer alan haritada İstanbul'un adaları var. İstanbul'un batık adası olan Vordonisi Adası'nı bu haritada net olarak görebiliyoruz(Görsel 15). Deprem ile battığı sanılan bu ada hakkında çalışmalar devam ediyor.

Resim
İstanbul'u Sergilerle Öğrenmek
Görsel 14. Frederick Calvert'in "Bir Doğu Turu, 1763 ve 1764 Yılları. İstanbul Şehri Üzerine Gözlemlerle" isimli kitabının içinde yer alan haritada adaları görebiliyoruz.
Resim
İstanbul'u Sergilerle Öğrenmek
Görsel 15. Haritada yer alan adalar konumlarına göre yerleştirildiğinde, Vordonisi Adası'nın yeri daha iyi anlaşılabilir. Kaynak: Göz Alabildiğine İstanbul: Beş Asırdan Manzaralar" Meşher Sergi Kitabı.

Eserlerde gördüğünüz yapıları şu anki halleriyle karşılaştırmak da çok keyifli. Özellikle ikinci ve son katta yer alan Pieter Coecke van Aelst'in "Türklerin Örf ve Adetleri" isimli eseri (Görsel 16), Balkanlardan İstanbul’a bir ziyareti sanki sahne sahne anlatan panoraması görülmeye değer. İnsan figürlü sütunlarla bölümlere ayrılmış bu panoramanın son bölümünde Sultanahmet Meydanı'nda bizi Obelisk (Dikilitaş) ve Yılanlı Sütun karşılıyor (Görsel17). Örme Sütun'a benzeyen bir yapı da var. Yılanlı sütunun tepesindeki yılanlar henüz yerlerinde, günümüzde ise yılanlardan birinin başının bir kısmını İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde görebilirsiniz. Rivayete göre Darülfünun binası inşa edilirken bulunmuş bu kafa. 

Resim
İstanbul'u Sergilerle Öğrenmek
Görsel 16. Pieter Coecke van Aelst, Türklerin Örf ve Âdetleri, 1553. Camekanın içinde yer alan eserin son sahnesi animasyona çevrilmiş (üstte animasyon, camekanın içinde orijinal eser).
Resim
İstanbul'u Sergilerle Öğrenmek
Görsel 17. Eserin son sahnesinde soldan sağa Obelisk, Yılanlı Sütun karşılıyor, Örme Sütun ve Hipodromdan kalma sütunlar. Göz Alabildiğine İstanbul: Beş Asırdan Manzaralar" Meşher Sergi Kitabı.

Meydanın 500 yıl önceki halini görmek çok keyifli. Bu alan, Bizans Dönemi'nde iki tekerlekli araba yarışlarının yapıldığı, imparatorun halk ile beraber bu yarışları izlediği bir alan. Günümüzde hipodromdan geriye oldukça az şey kalmış durumda. Bu üç anıt da Bizans Döneminden kalma değerli yapılar. Eklediğim illüstrasyon ile hipodrom ve anıtların yerleri daha iyi anlaşılabilir (Görsel 18).

Resim
İstanbul'u Sergilerle Öğrenmek
Görsel 18. Altta günümüz İstanbul'u, üstte Hipodromu ve konumunu gösteren illüstrasyon. Sfendon duvarı oldukça harap görünse de duruyor, ziyaret edebilirsiniz. Kaynak: https://www.artstation.com/artwork/6b6OVN

Bir de bu anıtların Osmanlı Dönemi'ndeki ve günümüz halini karşılaştırmak keyifli olabilir. Eklediğim iki fotoğrafta(Görsel 19) soldaki fotoğraf James Robertson'a atfedilen internette sıkça rastladığımız bir fotoğraf (öyleyse 19. yüzyıl olmalı-günümüz haliyle kıyaslayabilmek için ayna görüntüsünü ile eklendi), sağda ise günümüzden bir fotoğraf. Zeminin zamanla yükseldiği ve eserlerin ciddi restorasyonlardan geçtiği anlaşılıyor.

Resim
İstanbul'u Sergilerle Öğrenmek
Görsel 19. Bizans'tan kalma anıtların Osmanlı ve Şimdiki halleri. Soldan sağa: Obelisk, Yılanlı Sütun, Örme Sütun. Kaynaklar: Bilinmiyor - https://www.flickr.com/photos/escriteur/14427499112/in/album-72157645181576782/ 

Sergide duvarlarda edebiyattan alıntılar eserlerle etkileşim içinde başka okumalar yapmamıza da imkan sağlıyor. Serginin bir İstanbul güzellemesi olmadığını bu okuması tebessüm ettiren metinden anlıyoruz (Görsel 20). 

Resim
İstanbul'u Sergilerle Öğrenmek
Görsel 20. Osmanlı ve Rusya arasındaki Kırım Savaşı’nı fotoğraflamak için 1855'te Kırım'a giden Fenton'un, yazdığı mektuptan anlaşıldığı üzere İstanbul'u pek de beğenmemiş. :)

Daha birçok eser, anlatılabilecek çok fazla detay var ancak devamını sizin keşfinize bırakmak isterim. Sergide birçok hayali tasvirin olduğunu da belirteyim. Sergi kataloğunda eserlerin detaylarına ulaşabilirsiniz. Sergi 29 Eylül'e kadar Beyoğlu’nda ziyaret edebilir.

Resim
İstanbul'u Sergilerle Öğrenmek
Görsel 21. İkinci katta yer alan ekranlarda, eserlerde gördüğümüz İstanbul sakinlerini daha büyük ve detaylı şekilde görebiliyoruz. İnsanından köpeğine, kuşuna kadar bu İstanbulluları izlemek çok keyifli. İnsanların giyim kuşamı, kullandıkları enstrümanlar da ilgi çekici. 

Meraklısına son olarak İstanbul hakkında bilgilerinizi artırmak isterseniz, şehir hakkında bilgilerimi artırmak için yararlandığım ve oldukça keyif aldığım kaynakların bazılarını paylaşmak isterim. 

Kitap:

"Göz Alabildiğine İstanbul: Beş Asırdan Manzaralar" Meşher Sergi Kitabı, Yayıncı: Vehbi Koç Vakfı, Birinci Baskı, 2023.

"19. Yüzyılda Osmanlı Başkenti Değişen İstanbul" Zeynep Çelik, Tarih Vakfı Yurt Yayınları

"İstanbul Bir Kent Tarihi, Bizantion Konstantinopolis İstanbul " Doğan Kuban, İş Bankası Kültür Yayınları, Dördüncü Basım, 2021

"İstanbul'dan Sayfalar" İlber Ortaylı, Alkım Yayınevi, Dokuzuncu Baskı, 2006. 

"Strolling Through İstanbul: A Guide to the City" Hillary Sumner Boyd, John Freely, Sev Yayıncılık, Onuncu Baskı, 2010.

"İstanbul Gezi Rehberi" Murat Belge, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, On birinci Basım, 2006. 

"İstanbul Anıları (1897-1940)" Hagop Mintzuri, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, Dördüncü Basım, 2002.

"İranlı Yolcuların Gözünden Osmanlı İstanbul'u 1802-1905" Derleyen: Yasemin Asadi, Birinci Basım, 2023.

"Galata, Pera, Beyoğlu: Bir Biyografi" Brendon Freely, John Freely, Yapı Kredi Yayınları.

"Arkeolojik Gezi Rehberi: Yeraltındaki İstanbul" Kerim Altuğ, İbb Yayınları, 2022

Sosyal tarih meraklısına:

"İstanbul'da Gündelik Hayat" Ekrem Işın, Yapı Kredi Yayınları 

"16. Yüzyılda İstanbul/ Kent, Saray, Gündelik Yaşam" Metin And, Yapı Kredi Yayınları. 

Youtube Kanalları:

"1001 İstanbul"

"Tarih Obası"

"Süha Arın Belgeselleri"

Radyo/Podcast:

"Ahşaptan Betona Mecidiyeden Jetona"

Kaynakça:

[1] Evliya, 182; Semavi Eyice, "Yeraltı Camii" ["Yeraltı Mosque"] DBİSTA 7 (1994), 502: Eyice, "Galata/Galata'da Türk Eserleri," 308; Çobanoğlu, "Beyoğlu'ndaki Camiler,", 357-358; Tanman, "Tekkeler," Geçmişten Günümüze Beyoğlu, 375.

[2] Murat Belge, İstanbul'un Surları ve Kapıları, İbb Yayınları, 2023.

[3] Doğan Kuban, İstanbul Bir Kent Tarihi, Bizantion Konstantinopolis İstanbul, İş Bankası Kültür Yayınları, Dördüncü Basım, 2021

[4] Wolfgang Müller-Wiener, İstanbul'un Tarihsel Topografyası 17. Yüzyıl Başlarına Kadar Byzantion -Konstantinopolis - İstanbul, Yky, 2001.

[5] Meşher, Göz Alabildiğine İstanbul: Beş Asırdan Manzaralar Sergi Kataloğu, 2023

[6] Ruzname-i Ceride-i Havadis, sayı:249, 26 Eylül 1865. (Cumaziyelevvel 1282)

[7] Sibel Gürses Söğüt, "Modern Bir İmarı Çözümleme Denemesi: 1865 Hocapaşa Yangını", MART-NİSAN 2019 ISSN 1300-4212 YIL: 56 SAYI: 406.

[8] [9] Doğan Kuban, İstanbul Bir Kent Tarihi, Bizantion Konstantinopolis İstanbul, İş Bankası Kültür Yayınları, Dördüncü Basım, 2021

[10] Süha Arın, "Topkapı Sarayı | 1. Bölüm: Genel Çizgiler (1991)", Topkapı Sarayı Belgeselleri.

Baha Tanman, "III. Selim Dönemine Ait İki Panoramada İstanbun'un Şehir Dokusu ve Mimari Detayları", Tam Yerinden: Istanbul’a Panoramik Bakışın Tarihi sergi kataloğu, 2023. 

Rudy Koshar (July 1998). "'What Ought to Be Seen': Tourists' Guidebooks and National Identities in Modern Germany and Europe". Journal of Contemporary History.

Wolfgang Müller-Wiener, İstanbul'un Tarihsel Topografyası 17. Yüzyıl Başlarına Kadar Byzantion -Konstantinopolis - İstanbul, Yky, 2001

Url 1 https://www.artstation.com/artwork/6b6OVN

Url 2 https://www.flickr.com/photos/escriteur/14427499112/in/album-72157645181576782/

 

*https://youtu.be/qBmi99jspog?si=n2wuilf-1v1SRS-T [Erişim tarihi: 02.07.2024]

Tüm Makaleler