Ana içeriğe atla
AŞIRI YANGINLAR HAYATIMIZIN BİR PARÇASI DEĞİL!

Artan Orman Yangınları Hayatımızın Bir Parçası Değil!

20.08.2024

Yazan: Prof. Dr. Ünal Akkemik - İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Orman Fakültesi Orman Botaniği Anabilim Dalı Başkanı, ÇEKÜL Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi

“Yangın çıkma olasılığı var” sözü yerini “her an her yerde olabilir” sözüne bıraktı.

Yaz aylarının en sıcak günleri yine kâbusu yaşattı. Sıcaklığın 30 0C’lerin üzerine çıktığı nemin de %30’ların altına düştüğü yerlerde ne yazık ki yaşamlar yanıyor.

Bolu’dan İzmir’e, Çanakkale’den Antalya’ya ülkenin batı kesimlerinde her an bir alan yanıyor. Ülkenin batısında mavi gökyüzüne yangın dumanlarının kara bulutları çöküyor.

Aşırı yangınlar hayatımızın bir parçası değil!

Ormanlarımız yanarken ve bu yangınlar yerleşim alanlarına sıçrarken, toplumsal olarak sanki bir kanıksama da yaşamaya başlıyoruz. 2021 yılındaki büyük yangından sonra yükselen toplumsal duyarlılık, görece de olsa önlem alınmasında yetkililere baskı uygulanmasını sağlamıştı. Orman Genel Müdürlüğü yetkilileri, bütün kamuoyuna önlemlerin artırıldığı, yeterli teknik donanım ve insan gücünün sağlandığı konusundaki açıklamalarını sıklaştırmıştı.

Resim
 Artan Orman Yangınları Hayatımızın Bir Parçası Değil!
Karşıyaka yangını

Ancak ormanlarımız yanmaya devam ediyor!

Özellikle batıdaki sahil kentlerine göçün artması, büyüyen yerleşimlerin ormanların içine doğru yayılması, orman yangınlarının boyutunu ve niteliğini değiştirdi.

Geçmişte sadece Orman Genel Müdürlüğünün sorunu gibi görülen orman yangınları artık günümüzde kentlinin ve yerel yönetimlerin sorunu haline geldi. Neredeyse her orman yangını en yakın yerleşim yerine ulaşıyor, insanın yaşam alanını ve hayatını tehdit ediyor.

Batı ve güney kıyılarımız boyunca artan kentleşme, fiilen kentleri ve ormanları iç içe getirdi.

Bu, yıllardır biriken pek çok yanlışın üzücü sonucu.

Ne yazık ki en ufak bir kıvılcım, on binlerce hektarlık orman alanının içindeki tüm canlılarla birlikte yok olmasına neden oluyor. 

Düşünün, bilimsel çalışmalar orman yangınlarının %95’inin insan etkisiyle olduğunu söylüyor. İşte o kıvılcımı ateşleyen insan(!) yangınların ana sorumlusu olduğu gibi yangınları durdurma yetisine de sahip.

Resim
Aşırı Yangınlar Hayatımızın Bir Parçası Değil!
Karşıyaka yangını

Sadece %5’i doğal yangın!

Yaşanan 100 yangının 95 tanesinin nedeni insan eylemleri.

Bilim insanları, çoğu zaman orman yangınlarının Akdeniz Havzası ekosistemlerinin bir parçası olduğunu söylüyor. Bu doğru! Ama sadece %5’i için geçerli. İşte felaket olan da bu. Çünkü ekosistemin doğal döngüsünü sekteye uğratıyoruz.

İklim değişiyor ve unutmamamız gereken; yaz döneminde sıcak hava dalgalarının sıklığı ve süresi giderek artıyor, yangının hızla yayılmasına ve söndürme çalışmalarının zorlaşmasına yol açıyor.

Şu bir gerçek: Akdeniz Havzasında yer alan ülkemizdeki yangınla mücadeledeki yetersizlikler, değişen ormancılık mevzuatı, ormandan yararlanma biçimleri ve rant tehdidi gibi etkenler devam ettiği sürece orman yangınları bütün hızıyla devam edecek.

Yangınların başlıca nedenleri

  • Yangınlara en fazla konu olan kızılçam ormanlarının içinde ve çevresindeki kentleşmenin hız kesmeden devam etmesi,
  • Orman alanlarının Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle orman dışına çıkarılması,
  • Orman alanlarının rant kaynağı olarak görülmesi, yatırımların ormanlık alanlarda verilen izinlerle devam etmesi,
  • İnsanların yeterince duyarlı, dikkatli, bilinçli olmaması,
  • Yangın önleyici çalışmaların yetersiz olması,
  • Teknik donanımın yetersiz olması,
  • Orman bölge müdürlükleri ve büyükşehir belediyeleri arasındaki koordinasyon eksikliği

gibi nedenleri insan kaynaklı yangınların başında sayabiliriz.

Suçlu kızılçamlar değil!

Yıllardır bilim insanları ve sivil toplum örgütleri olarak bu nedenleri defalarca dile getiriyoruz. Ancak hala yangınların ardından, kolay yandıkları için kızılçamları suçluyor ve ekosistemi kökten değiştirecek fikirler ortaya atıyoruz.   

Peki, ne yapmalı dendiğinde soğukkanlı bir yaklaşımla bilimsel temellere dayalı RADİKAL çözümler üretmeliyiz. Radikal çözüm, orman yangınlarının nedenlerine baktığımızda açık bir şekilde kendini gösteriyor: Ormanlardaki insan eylemlerini azaltmak.

ÇEKÜL Vakfı olarak öncelikli hedefimizin bu olması gerektiğini savunuyoruz.

Resim
 Artan Orman Yangınları Hayatımızın Bir Parçası Değil!
Manisa Gördes

Peki, neler yapılabilir:

  • Var olan orman alanlarımızın “orman” vasfı devam etmeli.
  • İnsan eylemi içeren imar izinleri verilmemeli. (Madencilik, dinlenme-konaklama tesisleri, enerji tesisleri gibi)
  • Enerji nakil hatları ormanlardan geçirilmemeli, mutlaka geçirilmek zorundaysa düzenli bakımları yapılmalı. Kesinlikle denetim mekanizması işlemeli.
  • Orman yangını riskleri teknolojik alt yapıyla, bilimsel veriler kullanılarak belirlenmeli. Tüm yetkili kesimlerle, sivil örgütlerle, halkla paylaşılmalı. 
  • İlgili bakanlıklarda ve alt birimlerinde işin ehli, uzman kadrolar görev almalı.
  • İklim değişikliği nedeniyle yangın riski taşıyan bölgelerde ormanlık alanlara girişler yasaklanmalı. Kesinlikle denetim mekanizması işlemeli. 
  • Ormanların koruyucusu olan orman köylüleri desteklenmeli, yaşam kültürleri korunmalı.
  • Büyük kentler ve ormanlar arasında tampon bölgeler yaratılmalı.
  • Yerel yönetimler ve orman bölge müdürlükleri birlikte acil eylem planı hazırlamalı.
  • Toplumda, doğayı koruma bilincinin geliştirilmesi için eğitim seferberliği başlatılmalı. Bilim insanları, uzmanlar ve ilgili sivil örgütlerle işbirliği yapılmalı.
  • Yerel ve merkezi yönetimlerin alanda çalışan birimleri güçlendirilmeli, yetkinlik kazanmalı.

Öncelikle bu hedeflere ulaşmak için acilen adım atılması gerekiyor.

Sonuç olarak; bilim insanları, üniversiteler, meslek odaları, sivil örgütlenmeler, yerel yönetimlerin işbirliği geliştirdiği ve hızla hayata geçebilecek, uygulanabilir, her kesimi kapsayıcı; sadece ormanlık alanları değil kentleri, kırsal mirası, arkeolojik mirası, doğal mirası koruyacak acil eylem planını geliştirmemiz gerekiyor. 

Tüm Makaleler