Çocuk Dostu Şehir Kavramı Ve Yerel Yönetimler
Yazanlar: Ceyda Bakbaşa Bosson, şehir plancısı, ÇEKÜL Bilgi Ağacı Koordinatörü
Özge Öney Aydın, Pınar Ayöz Saydam, ÇEKÜL Bilgi Ağacı Eğitim Uzmanları
Pınar Ayöz Saydam, ÇEKÜL Bilgi Ağacı Eğitim Uzmanları
Yaşadığımız kent kimin için var? Herkes kendi kentinde eşit şekilde var olabiliyor mu? Bu sorunun cevabı aslında çok kolay gibi gözükse de günümüzde bunu her koşulda olumlu bir yanıt vermek pek mümkün değil. Kentlerde giderek artan nüfus ile birlikte farklı sosyal gruplar arası eşitsizlikler daha belirgin olmaya başladı. Çocuklar sesi daha az duyulan gruplardan biri. “Çocuk dostu şehir” kavramı da aslında çocuk eşitsizliklerine karşı, çocuklara daha sağlıklı, yaşanabilir, hayal kurulabilir, oynanabilir ve bütün farklılıklara rağmen var olunabilir bir kent oluşturmak için UNİCEF tarafından ortaya atılan bir program.
Mekân kavramından bahsettiğimizde aklımıza çoğu zaman sadece fiziksel bir alan gelir. Ancak, kentin girift ve organik yapısı düşünüldüğünde sosyal ve kültürel bir bağlama sahip olduğunu unutmamak gerekir. Peki, Çocuk Dostu Şehir programını bu açıdan nasıl değerlendirebiliriz? 1996 yılında İstanbul’da düzenlenen Habitat II konferansında çocuk hakları ve kentler bir bütün olarak ele alınarak kentleşen dünyada çocuk hak temelli kentlerin yaratılma süreci gündeme geldi. Konferansın ardından yayımlanan “Children’s Rights and Habitat Report”, Çocuk Dostu Şehirler programıyla ilgili ortaya çıkan önemli adımlardan biri oldu [1]. Elbette ki Çocuk Dostu Şehirler, çocukların sadece oynayacakları alanların tasarımında söz sahibi olduğu bir içeriğin çok daha ötesinde başlıklara sahip. Çevresel, mekânsal ve sosyal açıdan “Çocuk Dostu Şehir” UNICEF tarafından 12 başlık altında tanımlanıyor:
Çocukların;
- Yaşadıkları kent ile ilgili kararlarda söz sahibi olduğu,
- Yaşam mekânlarını nasıl istedikleri konusunda özgürce fikirlerini aktardığı,
- Topluma ve kent hayatına katılım sağlayabildiği,
- Barınma, eğitim ve sağlık başta olmak üzere temel ihtiyaçlara erişebildiği,
- Temiz ve arındırılmış suya erişebildiği,
- Şiddet sömürü ve istismara karşı korunduğu,
- Caddelerde tek başına güven içinde yürüyebildiği,
- Arkadaş edindiği ve oyun oynayabildiği,
- Bitkiler ve hayvanlar için yeşil alanlara sahip olduğu,
- Temiz bir çevrede yaşadığı,
- Kültürel ve sosyal etkinliklere erişebildiği ve katılım sağlayabildiği,
- Etnik köken, din, gelir, cinsiyet veya engellilik durumu ne olursa olsun, her hizmete erişebilme, kentin eşit vatandaşı olabilme gibi haklarını kullanabiliyor olması.
Kent kültürü ve çocuklar
Yukarıdaki başlıklara baktığımızda çocuk dostu şehirler aslında çocuk haklarını gözeten sosyal, ekonomik ve fiziksel mekânların oluşmasıyla ilgili. Bir başka değişle, çocuk haklarının, çocukların tüm sosyal ihtiyaçlarının, taleplerinin önceliklendirildiği kalkınma stratejileri hazırlayan; buna bütçe ayıran; yönetimsel olarak bu kararı verebilen şehir yapısıdır.
Yaşı, sosyo-kültürel konumu ne olursa olsun bir kentlinin o kentteki ihtiyaçlarını fark etmesi, sahip olduğu hakları yaşadığı kent bağlamında ifade edebilmesi nelere bağlı olabilir? Şüphesiz ki kentsel yaşam alanlarının farklı profildeki kullanıcılar tarafından içselleştirilmesi, aidiyet duygusunun derinleşmesi ile bağlantılıdır. Çocukların kentle kuracağı bu bağ; kentin kültürünü, doğa ile ilişkisini ve kent yaşamını keşfederek oluşabilir. Katmanlı tarihsel yapısının ve yaşadıkları kentte özgürce hareket edebilme imkânının yanında; mekânı sahiplenen bireyler olabilmeleri için de talep ve beklentilerinin dinlenmesi, aynı zamanda somut sonuçları görebilmeleri kritiktir.
Nüfusun yüzde 26’sının çocuk olduğu Türkiye’de durum nasıl?
Türkiye’de artan nüfus, çeşitlenen sosyo-kültürel yapıyla birlikte çocuk hakları ve çocuğun iyi olma halini sağlayan mekânlarla ilgili tartışmalar sıklıkla gündeme gelmeye başladı. Bütçesel ve uygulanan mekânsal projeler açısından bu tartışmayı belediyeler odağında yürütmek daha sağlıklı verilere ulaşmamızı kolaylaştıracaktır. Türkiye’de yürütülen önemli projelerden biri UNICEF’in Çocuk Dostu Şehirler ve Toplumlar Girişimi (ÇDŞG) projesidir.
Türkiye’de kentsel alanlarda dezavantajlı çocukların ve ergenlerin karşılaştığı güçlüklere müdahale etmek amacıyla, ÇDŞG 2014 yılında UNICEF tarafından 10[2] ilde başlatıldı ve 2016 yılında tamamlandı[3]. Süreç çok kapsamlı yürütüldü. Eğitim malzemeleri hazırlandı ve dezavantajlı çocuklarla, çocuk hakları bağlamında içerikler geliştirildi. Proje kapsamında eğitim alan 200 genç, 10 ilde 9 bin ebeveyn ve çocukla ihtiyaçları konusunda birebir anket çalışması yaptı. Anketin sonuçları, belediyelerle bir çalıştay yapılarak tartışıldı ve eylem planları oluşturuldu[4]. En önemli çıktılarından biri çocuk meclislerinin kurulması ve aktif olarak yönetim sürecine dâhil dilmesi için gerekli çalışmaların yapılmasıydı. Bir başka çıktı, çocuk dostu bütçelerin geliştirilmesi üzerineydi. Bu bütçeleme yaklaşımının amacı; kamu harcama sistemi kapsamında çocukların ihtiyaçlarının önceliklendirilmesi oldu[5]. Engelli çocuklara yönelik parklar, kütüphaneler, yayalaştırılmış çocuk sokakları gibi mekânsal projeler çıktılar arasında yer aldı.
Projenin ikinci fazı UNICEF, İçişleri Bakanlığı, Türkiye Belediyeler Birliği ortaklığında 2016-2020 yılları arasında devam etti ve 150 farklı belediyede, 10 bin çocuk ve dolaylı olarak 2 milyon çocuğu kapsayacak şekilde kurgulandı[6]. Belediyelerin hem bütçesel hem de stratejik anlamda çocuk haklarını yerel düzeyde uygulayabilmelerine ve program tasarımı yapılmasına yönelik eğitimler; çocuğun iyilik halini gözeten ve ihtiyaçlarını karşılayan bütçeleme, çocukları kendi hakları konusunda bilinçlendirme, belediyeler arası bilgi paylaşımı ve dezavantajlı bölgelerdeki çocukların nitelikli oyun alanlarına erişimi programın ana amaçları arasında yer aldı.
İstanbul Çocuklara Soruyor Projesi
Çocuk Dostu Şehirlerin yaratılmasında en önemli başlıklardan biri şüphesiz çocuk katılımıdır. Türkiye’den buna örnek verilecek bir başka proje İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kent Konseyinin hayata geçirdiği İstanbul Çocuklara Soruyor Projesi. İstanbul’da yaşayan her çocuk, Çocuk Meclisinin doğal bir üyesidir fikrinden yola çıkılan[7] projenin amacı; İstanbul’un güçlü zayıf yönlerinin çocukların beklenti ve ihtiyaçları kapsamında belirlenmesi ve çocuklar tarafından çözüm önerileri üretilmesi olarak belirlendi. Bu bağlamda STK’lar, İBB’nin farklı birimleri, ilçe belediyelerin de katılımıyla 6 binden fazla çocuğa ulaşıldı.
Ayrıca birçok belediye çocuk meclislerini aktif hale getirmek için çalışmalar yürütmeye başladı. Örneğin ÇEKÜL Kültür Elçileri: Balıkesir Kentimin Öyküsü programının da yürütüldüğü Balıkesir Büyükşehir Belediyesi kente ilişkin politikalar ve çözüm önerileri geliştirmek için çocuk meclisini kurma çalışmalarına başladı.
Yapılan çalışmalar ne kadar kapsamlı olsa da Türkiye nüfusuna oranlandığında etki alanının geniş olmadığı ve yetersiz olduğu görülmemektedir. Çocuklar nüfusun 4’te birini oluşturan bir vatandaş grubu olsa da neredeyse nüfusun tümü ile bağlıdır. Onların iyi olma hali tüm toplumu etkiler.
Çocuğunun bu noktada kentinden beklentilerini doğru algılayıp isteyebilmesi, bilinçli bir vatandaş olabilmesi için kentini iyi tanıması gerekir. Politika üreticilerinin, her ölçekte belediyenin bu alanda özveri ve içtenlikle çalışması, çocuk haklarını ve ihtiyaçlarını gözeterek projeler hazırlaması kent yaşamının sağlıklı sürmesi için önemlidir.
ÇEKÜL Bilgi Ağacının hazırladığı eğitim programları her yaşta çocuğa kentlerinin doğal ve kültürel dokusuyla bağ kurmasını sağlamayı hedefliyor. Sorgulamaya yöneltici içerikleriyle çocuk dostu şehirler yaratmak için bilinçli bireylerin yetişmesine destek oluyor.
[1] Aksel, Bahar (2018), Çocuk Dostu Şehirler İçin Mekânsal Yaklaşımlar, Mekanda Adalet ve Çocuk (ed. Gizem Kıygı), beyond.istanbul, s. 11-16
[2] Luleburgaz-Kırklareli, Mamak-Ankara, Manisa, Bornova-Izmir, Mersin, Giresun, Bitlis, Ispir-Erzurum, Eyyubiye-Sanliurfa, and Yuregir-Adana
[3] https://www.unicef.org/turkiye/%C3%A7ocuk-dostu-%C5%9Fehirler
[4] https://www.unicefturk.org/public/yazi/cocuk-dostu-sehirler
[5] Göngür Göksu G. (2018) Çocuk Dostu Şehirlerin Kurulmasında Çocuklara Duyarlı Bütçelemenin Önemi Ve Rolü, Sayıştay Dergisi, Sayı:110, ss.154-171
[6] https://www.childfriendlycities.org/initiatives/turkey
[7] İstanbul Kent Konseyi (2022) İstanbul Çocuklara Soruyor Projesi Raporu