İsyandayız…
Yazan: Savaş Güvezne, ÇEKÜL Temsilcisi
Tarih: Nisan 2022, Milas
Bu toprakların en kadim ağacı olan zeytin, yüzlerce yıllık ömrü ile “ölmez ağaç” olarak bilinir. Kökleri, mitolojik öykülere, kutsal kitaplara uzanır. Üreticileri için doğumdan başlayıp ölüme kadar uzanan hayatlarının bir parçası; tüketiciler için sofralarının vazgeçilmezi olan zeytin ağacı, doğa içinse, tarihsel ve kültürel değeriyle korunması gerekli olan ve “doğal miras” özelliği taşıyan bir ağaçtır…
Kısacası bugünün sloganı ile “Zeytin hayattır!”
Milas’ta yapılan mitingde köylüsü, kentlisi, örgütlü toplumun sesini yükselten bireyleri, yakın uzak demeden “Zeytin hayattır!” diye toplandı. Zeytinliklerin maden sahaları için yok edilmesinin önünü açan yönetmeliğe karşı bir protesto, bir başkaldırıydı bu…
Mitinge ev sahipliği yapan Milas Kent Konseyi Başkanı Çağlayan Üçpınar, “Bizler zeytinin büyüttüğü canlılarız. O büyük, çirkin dişli bıçaklar, testereler zeytin ağaçlarının önlerine geldiğinde ayaklanırız,” diye konuştu.
Başlarına zeytin dallarından barış tacı yapmış, Akbelen Ormanı için 280 gündür direnen İkizköylü kadınlarsa; “Su, hava, toprak temel haktır hak…”, “Madenlere inat, yaşasın hayat!” sloganları attılar.
Aralarda kısa müzik dinletileri mitinge renk kattı. Bilinen ritim ve ezgiler yer yer katılımcıların yerlerinde hareketlenmesine neden oldu. Topluluğun yaş ortalamasının 40 ve üzeri olduğu söylenebilir; gençlerin mitinge ilgisi neredeyse yoktu.
Katılımcılar içinde ağırlık, kent konseylerindeydi. Ege Bölgesinden oldukça çok konseyi temsil ediliyordu. Çeşitli sivil toplum kuruluşlarının yanı sıra mitinge katılan siyasi partilerin temsilcileri çoğunlukla Meclis dışındandı. Bazı Muğla milletvekilleri de “Zeytin hayattır!” mitingine telgrafla katıldı(!).
ÇEKÜL Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı’nın pankartı ilgi gördü. Yürüyüş sırasında “arkanızdan gelebilir miyiz ?” isteklerini geri çevirmedik.
Mitingin “Zeytini Bitirince Daş Yirsiniz Gari” pankartı benim favorilerim arasındaydı.
Son olarak, Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun “Sitem” şiiri ile bitirelim;
Önde zeytin ağaçları, arkasında yar
Sene 1946
Mevsim
Sonbahar
Önde zeytin ağaçları neyleyim neyleyim
Dalları neyleyim
Yâr yoluna dökülmedik dilleri neyleyim.
Zeytin bir sevda öyküsü, bir tutkudur.
Bu tutku doğa için, zeytine inanlar için, direne direne kazanılacak bir mücadelenin öyküsü olacak mıdır? Göreceğiz…