İLKLERİN KENTİ BERGAMA’DA TKB SEMİNERİ
Tarihi Kentler Birliği, yılın ilk seminerini 8-9 Şubat tarihlerinde Bergama’da gerçekleştirdi. “Arkeolojik Varlıklarla Kentsel Dokuların Birlikte Değerlendirilmesi” konusunun ele alındığı seminer çalışması öncesinde Bergama’nın kent dokusunu tanıma amaçlı bir kent gezisi düzenlendi. Bergama Müzesi, cephe sağlıklaştırılmasının yapıldığı Arasta çarşısı, tarihi havra, hamam ve cephe iyileştirme çalışmaları ile Bergama’nın tarihi mirası açısından önemli bir yeri olan Bazilika (Kızıl Avlu) gezilerek Belediye Başkanları ve diğer katılımcılar tarafından incelendi. Yerinde görülen çalışmaların ardından, seminerin birinci günü panel ve tartışmalarla tamamlandı. Toplantı, ikinci gün yapılan ve Asklepion ile Akropol’u kapsayan Bergama’nın arkeolojik alanları gezisiyle sona erdi.
Tarihi Kentler Birliği Üyeleri, Panel öncesi kenti gezdi.
Yaklaşık dört yüz kişinin katıldığı Bergama’daki toplantıda, TKB üyesi Belediye Başkanları ve belediye çalışanları, yaptıkları gezilerde kenti farklı bir gözle incelediklerini belirterek, kendi illerine döndüklerinde yapacakları çalışmaları şimdiden planladıklarını vurguladı.
Seminer programının önemli parçası olan Panel, büyük dikkatle izlendi
Bergama Meslek Yüksek Okulu Konferans Salonu’nda yapılan seminer çalışması, Bergama Belediye Başkanı Raşit Ürper’in “Neredeyiz” konuşmasıyla başladı. Ürper, Bergama’nın gizli kalmış bir hazine olduğunu söyleyerek “Bu ülkenin üretken insanları olarak dört yıl içinde bir çok eserin gün yüzüne çıkmasını sağladık. Şimdi kendimize daha çok güveniyoruz. Her yurtdışı seyahatinden sonra büyük bir hazinenin üzerinde oturduğumuzu fark ediyoruz. Sizlerden gelecek önerilere açık olduğumuzu ve buna her zaman ihtiyacımız olduğunu hatırlatmak isterim” dedi.
Bergama Belediye Başkanı Raşit Ürper ve Prof. Dr. Metin Sözen
Raşit Ürper’in daveti üzerine konuşma yapmak için mikrofona gelen Prof Dr. Metin Sözen
“Kendim için konuşmayacağım. Buradaki arkadaşlarım, bu toplantı için çok emek harcadı. Toplantı çok zor koşullarda hazırlandı. Bergama, büyük bir dünya kenti olmasına rağmen, donatıları yeterli bir kent değil; ama hiçbirinin önemi yok. Buradan ayrılınca ne gördüğünüz, ne konuştuğunuz, deneyimlerinizin ne kadarını birbirinize aktardığınız önemli. 2008 zor bir yıl olacak. Daha büyük başlıkların içini doldurarak beraberliğimizin gücünü başka yerlere taşımamız gerekecek. Daha derinlemesine giden kalıcı büyük olaylara imza atmamız gerekecek. Bu yıl yanlışların karşısında daha güçlü durmak zorundayız” dedi.
Daha sonra geçilen panelde oturum başkanlığını, Tarihi Kentler Birliği Danışma Kurulu Üyesi Prof. Dr. Zekai Görgülü yaptı. Kentin bazı yerlerinde “Bu gün konuğumuz olursanız yarın Bergamalı olursunuz” yazan slogana dikkat çekerek konuşmasına başlayan Görgülü, bu konukseverlikten etkilendiğini söyleyerek “Bergama oldukça etkileyici bir kent. Ören yerlerinin içinde Efes gibi, Perge gibi iyi korunmuş örneklerimiz var; ama Bergama’da olduğu gibi, yıllar önce bizden kaçırılanları yada hediye edilenleri batı müzelerinde gördükçe üzülüyorum. Allianoi’un sular altında kalması gibi, İstanbul tarihi yarımadasının UNESCO’nun yönlendirmesiyle korunması gibi örnekler içimi acıtıyor.Yer üstü eserler konusunda üstlendiği müthiş misyonla kısa sürede güzel örnekler veren TKB, yer altı için de aynı özeni gösterecektir. Kentsel yerleşimden uzak ören yerleri için sorunlar büyük. Bakımları personel yetersizliğinden dolayı yapılamıyor. Bergama için bu sorunu aşmak gerekiyor. Ören yerlerinin keşfedilmesi önce, ona ait olan yerleşim yerlerinin keşfedilmesinden geçer. Çözüm ise mutlaka bütüncül bir planlama anlayışı içinde olabilir. Samimi bir idare ile havza planlaması ve yöntemini de hayata geçirmeliyiz. ÇEKÜL, havza birliklerinin kurulması yönündeki girişimleriyle, bunun güçlü örneklerini veriyor” diyerek konuşmacılara sözü bıraktı.
Panel, büyük ilgi ile izlendi
On beş il, kültür marka kenti olacak
İlk konuşmacı olan Kültür ve Turizm Bakanlığı Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürü Şenol Aydemir, turizmin geliştirilmesi için hazırlanan Ulusal Plan hakkında bilgiler verdi. Dünya sermayesinin Türkiye’deki turizmle yakından ilgilendiğini söyleyen Aydemir, sadece kıyı turizminin değil, iç bölgelerdeki turizmin de hareketlenmesi gerektiğini ve bu kapsamda seçilen 15 ilde kültür marka kenti yaratmak için ilk toplantının Amasya’da yapıldığını söyledi. Aydemir, kültür marka kenti olması için Adıyaman, Amasya, Bursa, Edirne, Gaziantep, Hatay, Kars, Konya, Kütahya, Manisa, Mardin, Nevşehir, Trabzon, Şanlıurfa ve Sivas illerinin seçildiğini, bu illere altı aylık bir çalışma süresi verildiğini ve her ilin kendi imkanlarıyla markalaşma sürecini yaşayacağını vurguladı. Finansman konusunda bu illerin Avrupa Birliği fonlarından faydalanmasının beklendiğini dile getirdi. Aydemir, İstanbul, İzmir, Ankara ve Antalya’nın ise “Şehir Turizmi” kapsamında bulunduğunu söyledi. Güney Ege, Güney Marmara, Orta Anadolu ve Frigya bölgesi olarak nitelenen Ankara ve civarının ise “Termal Turizm” bölgesi olduğunu, bu konuda da farklı çalışmalar yapıldığını vurguladı.
Şenol Aydemir’in konuşmasının ardından Konak Belediye Başkanı Muzaffer Tunçağ “Tarihin Her Döneminin Tanığı: Konak” başlıklı bir sunum yaptı. Sekiz bin beş yüz yıllık tarihi bir geçmişi olan İzmir’in Konak İlçesinin Kemeraltı bölgesindeki arkeolojik kazıların üzerine binalar yapıldığı söyleyen Muzaffer Tunçağ, bu varlıkları gün yüzüne çıkarmak için iki etaplı bir çalışma başlattıklarını söyledi; Yeşilova, Bayraklı, Pagos, Kadifekale’deki eserlerin yavaş yavaş ortaya çıktığı bilgisini verdi. Tunçağ, kültürel mirasın gün yüzüne çıkarılması için yaptıkları diğer çalışmaları da çizim ve resimlerden oluşan detaylı bir sunum eşliğinde katılımcılarla paylaştı.
Şenol Aydemir, Muzaffer Tunçağ, Raşit Ürper, Zekai Görgülü (Soldan sağa)
“Kentler, dünyanın ortak malıdır”
Panelin son konuşmacısı olan ev sahibi, Bergama Belediye Başkanı Raşit Ürper ise“Doğal-Arkeolojik-Kültürel Alan Olarak Bergama’da Yapılan Çalışmaların Önemi” konulu bir sunum yaptı. Ürper konuşmasında, tarihi özellikler taşıyan bir kentin yöneticisi olmanın getirdiği sorumluluğa dikkat çekti; tarihi alanlar ile yeni yerleşim yerlerinin uyum içinde olması için yapılan çalışmaların, zor bürokratik işlemlerle planlandığını vurguladı. Ürper “Bizler geçmişi olmayan bir ulusun, koruyacak bir şeyi olmayacağını biliriz. Hangi milletten ve dinden olduğuna bakmadan mirasımızı koruma çalışmalarımızı yürütüyoruz. Kentler, dünyanın ortak malıdır ve bu nedenle korunması gerekir. Aksi taktirde dünyanın ortak hafızasına zarar veririz” dedi. Üçüncü derece arkeolojik sit alanı planının tamamlandığını söyleyen Ürper, Mimar Sinan Üniversitesi’nden destek aldıklarını söyledi. Önceliklerinin, kullanılabilir bir envanter oluşturmak olduğunu söyleyen Ürper, “Ortak kültür hafızamızdaki yapıların atıl durumda olması hepimizi çok üzmektedir. Tarihi alanlar ile ilgili önce alt yapı çalışmalarına başladık, sonra da restorasyon çalışmaları ile devam ettik. Tarihi eserlerin çevresiyle birlikte korunmasına yönelik alt yapı ve çevre düzenleme çalışmaları bitmek üzere. Bu kapsamda, kabloları yer altına aldık ve yapıların gölgelenmesini engelledik” diyerek sözlerini tamamladı.
“Yorgun ama diri ilerliyoruz”
Katılımcılar, panelistlere etkili sorular yöneltti
Üç buçuk saat süren panelin ardından soru ve cevap bölümüne geçildi. Katılımcıların, konuşmacılara yönelttikleri etkili sorular ile üç saat daha devam eden 2008’in ilk semineri, ÇEKÜL Vakfı Başkanı ve TKB Danışma Kurulu Başkanı Prof. Dr. Metin Sözen’in kapanış konuşmasıyla sona erdi.
Sözen, “Tüm televizyonlarda bana dünya mirası ile ilgili sorular soruluyor; Dünya Miras Listesinde niye bu kadar az sayıda kent var deniyor. Ben de, kendi UNESCO’muzu kurmak üzere olduğumuzu söylüyorum. TKB, bir çok başarıya imza atmış bir birliktir. Bugün konuşulanlar, TKB olmasaydı hiç var olmayacak ve konuşulmayacaktı; ancak TKB de ara sıra kendini kenara çekip eleştirmeli, yenilemelidir. Burada herkes bir birey olarak bulunuyor. Benim için en önemli sonuç, seçilenlerin seçildiği kente doğru bakmasıdır. Yorgun ama diri ilerliyoruz. TKB, sorunlara cevap arayan belediye başkanları yaratmıştır. Bu toplantının bu denli uzaması ve hiç kimsenin kalkıp gitmemesi bize doğru yolda olduğumuzu gösterir” dedi.
Ege’deki mitolojik hikayelerin merkezlerinden biri olan Bergama’da yapılan yılın ilk toplantısı, son gün yapılan antik kentlerin ve ören yerlerinin gezilmesiyle son buldu.
M.Ö. 4.yy’a uzanan geçmişiyle bir sağlık kenti olarak bilinen “Asklepion Antik Kenti”, Alman kazı ekibi tarafından Almanya’ya götürülen Zeus Sunağı’nın bulunduğu “Akropol Antik Kenti” katılımcılar tarafından gezilen iki önemli arkeolojik alandı.
M.Ö. 4.yy uzanan geçmişiyle Asklepieon Sağlık Kenti
“Yukarı Kent” anlamına gelen Akropol Antik Kenti