TARİHİ KENTLER BİRLİĞİ’NİN KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIKLARININ BİRLEŞTİRİLMESİ HAKKINDAKİ GÖRÜŞÜ
Ülkemiz kentlerindeki kültürel mirasın ve tarihi dokuların korunmasında yerel yönetimlerin etkinliğini arttırmak ve bu amaçla kentler arasında işbirliğiyle birlikte ilgili kuruluşlarla ortak çalışmalar yapmak üzere 2000 yılında Kültür Bakanlığımızın ve İçişleri Bakanlığımızın teşvik ve destekleriyle kurulmuş bulunan Tarihi Kentler Birliği, geçen süre içinde 100 tarihi kent belediyesinin üye olduğu ve yurt düzeyinde bu amaca uygun etkinliği giderek artan bir belediyeler birliğidir.
Tarihi Kentler Birliği, aynı zamanda geçtiğimiz yıl, bir AB kuruluşu olan Avrupa Tarihi Kentler Birliği’nin de üyesi olmuş ve özellikle Cumhurbaşkanımızın da yakın ilgileri, katılımları ve himayelerinde yaşama geçirilen çalışmalarıyla da belediyelerimizin kültürel zenginliklerimize sahiplenme ve koruma projelerine büyük ivme kazandırmıştır.
Birliğimiz, işte bu amaç, heyecan ve birikimleri içersinde gerçekleştirdiği çalışmalarının bilimsel ve kuramsal değerlendirmelerine bağlı olarak; özellikle Türkiye gibi dünyanın en zengin ve köklü kültürel kazanımlarına sahip olan bir ülkede, Kültür Bakanlığımızın bağımsız ve daha güçlü bir yapılanmayla etkinliğinin arttırılması dileğini her zaman dile getirmiştir..
Örneğin bu çerçevede genel bütçeden bu Bakanlığa ayrılan “binde 2,5” düzeyindeki payın yükseltilmesi; Bakanlık kaynaklarının ve kurumsal yetkinliğinin arttırılması; başta yerel yönetimler olmak üzere kültürle ilgili tüm kurumların ve sivil toplum kuruluşlarının yine Kültür Bakanlığıyla çok yönlü işbirliği ilişkiler içinde ülkemiz uygarlık değerlerine hep birlikte sahip çıkılmasının örgütsel ve finansal olanaklarının çoğaltılması vb. hedefler için de bunları gözeten etkinliklerde bulunmaktadır.
İşte bu çalışmalarda kazanılan birikimlere da bağlı olarak; son zamanlarda Kültür Bakanlığı ile Turizm Bakanlığı’nın “tek bir bakanlık” şeklinde birleştirilmesi çalışmalarına özel ilgi gösteren birliğimiz; bu tür bir girişimin sanıldığı gibi olumlu sonuçlar vermeyeceği ; ve zaten çok yeterli olmayan Kültür Bakanlığı hizmet kaynaklarının ve kurumsal etkinliğinin bu kez daha da azalmasıyla, ülkemiz kültür zenginliklerinin korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması görevinde ciddi aksamalar ve yeni sorunlar yaşanacağı görüşünü açıklama gereğini duymaktadır.
Bu iki bakanlığın birleştirilmesi durumunda; turizm sektörünün kültürel alanla buluşması için yeni olanaklar doğsa bile, kültürel değerlerimizin birer ulusal ve evrensel kimlik kaynakları olarak, turizm hedefi dışındaki kendi tarihsel ve yaşamsal gereklerimizden kaynaklanan toplumsal önem ve işlevleriyle korunması ve yaşatılması hedefinde zaafiyet yaşanabilecektir.
Özellikle “imar” konusundaki deneyimleri ve beklentileri yakından bilen kurumlar olarak, tarihi kent belediyeleri kimliğimizle duyduğumuz temel bir kaygı da tarihi ve doğal koruma alanlarındaki kimi turizm yatırımı taleplerinin, bu birleşmenin yaratacağı “turizme bağlılık” ortamı içinde denetim altına alınmasının zorlaşacağı; tarih ve çevre değerlerine karşı yeterli özen göstermeyen uygulamaların daha da çoğalabileceğidir.
Bütün bunların ötesinde; mimari mirastan, gelenek ve göreneklere, somut olmayan mirastan halk sanatı ve yöresel-otantik değerlere kadar, geçmişten geleceğe aktarılması gereken ve yaşamın hemen her alanında kimlikli bir toplumun temel girdilerini oluşturan zengin kültürel birikimlerimizi kucaklayabilecek ve bu yöndeki kamusal hizmet ve yükümlülüklere uygun bir devlet örgütlenmesinin ancak bağımsız bir Kültür Bakanlığını zorunlu ve gerekli kıldığı gerçeği de ortadan kalkmadığı gibi, bu gereksinme günümüzün “medeniyetler arası yarışa” dayalı dünyasında daha da artmaktadır.
Sonuç olarak ; Tarihi Kentler Birliği, yukarda özetlenen görüş ve saptamaları ışığında; Kültür Bakanlığı ile Turizm Bakanlığı’nın tek bakanlık şeklinde yeniden yapılandırılması girişimini, gerek tarihi kentlerimizin kimlikli gelecek vizyonları açısından, gerekse genel olarak ulusal kültür zenginliklerimiz ve topluma karşı kültürel görevlerle ilgili kamusal sorumlulukların yerine getirilmesi bağlamında, ilerde giderilmesi çok zor zararlara da yol açabileceği kaygısıyla birlikte, uygun ve gerekli görmediği yönündeki görüşünü ilgililere ve kamuoyuna açıklamayı kültürel bir görev bilmektedir.
Bu girişim yerine ise yine Kültür Bakanlığı’nın kaynak ve etkinliğini arttırıcı her türlü çalışmaya destek vermeye hazır olan Tarihi Kentler Birliği, konunun ilgili kurumlarda yeniden gözden geçirilmesi dileğindedir.
Saygılarımla,
Erdoğan BİLENSER
Tarihi Kentler Birliği Başkanı
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı