İstanbul Buluşmaları coşkuyla sona erdi
Beş yıldır yollardayız… Anadolu’nun dört köşesindeki küçük-büyük kentlerde, çocukların sevgiyle bilgiyi kabullenen yüreklerinin farkında olarak, meraklı gözlerine-sözlerine bakarak-kulak vererek bildiklerimizi paylaştık; bilmediklerimizi onlardan öğrendik; büyüdük, çoğaldık… ETİ şirketler grubunun kurumsal desteğiyle yürüttüğümüz “Kültür Elçileri Kültürel Miras Eğitim Projesi"nin sonuna geldik. Proje süresince her eğitim yılı sonunda İstanbul Buluşmaları’nda bir araya gelen Kültür Elçileri bu kez son defa buluştu. Bu yıl eğitim alan 15 kentten 375 çocuk Darüşşafaka Eğitim Kurumları’nda üç gün geçirdi. Tanışma etkinlikleri, İstanbul gezisi, sokak oyunları ve yerel lezzetleri konu alan piyes gösterileriyle yemeklerini, kıyafetlerini, şivelerini, oyunlarını öğrendi.
Çömçe gelin ne ister?
Bu yılki temamız yerel lezzetler olduğu için tanışma etkinliğimizi de yemekle ilgili bir ritüelden seçtik: Çömçenin (büyük tahta kaşık) üzeri bezle kapatılır. Bezin üzerine göz, kaş çizilir ve tahta çubuklarla kol yapılır. Çömçeye elbise giydirilir ve bez bebek elde edilir. Çocuklar aralarından birini lider seçer ve kapı kapı dolaşarak şu maniyi söylerler;
“Çömçe gelin neler ister,
Bir kaşık ayran ister,
Tarlasına yağmur ister.”
Çocuklar kapıyı çalar. Evin hanımı çömçeye sorar “Kaşık ne ister?” Soruya verilen cevaplar doğrultusunda her evden bir malzeme alınır: yağlı köfte için leğen, kıyma, salça, ayran tası, yoğurt, simit (köftelik bulgur). Harmana (açıklık olan bir yere) gidilir, köfte ve ayran yapılır, afiyetle yenir. Özellikle havanın bulutlu olduğu bir gün seçilir ki yağmur yağsın ve dualar kabul olsun. Ayran ve köfte tasları ters çevrilerek davul yapılır ve kaşıklarla vurularak ritim tutulur.
Not: Bu dua Akten Hanım’ın annesi tarafından kendisine bez bebek yapılarak aktarılmış. Akten Hanım da bu geleneği sürdürmek adına bu bebeği Zeugma Bebek olarak yeniden tasarlamış.
Kaynak kişi: Atken Köylüoğlu, Kültür Sanat Edebiyat Derneği ve Gaziantep Müze dostları Derneği üyesidir.
Merak edilen Tarihi Yarımada’ya ziyaret
Kentlerdeki eğitimlerde, ülkemizde Dünya Miras Listesi’ne giren alanlardan bahsederken, en çok merak edilen, İstanbul’un Tarihi Yarımada’sı olmuştu. Kültür Elçileri’nin İstanbul ziyareti işte bu meraktan yola çıkarak önce Sultanahmet’te başladı. Ayasofya’nın kubbeleri altında İstanbul anlatıldı. Arkeoloji Müzeleri rehberler eşliğinde incelendi. Ardından, kenti daha iyi algılamak için İstanbul Boğazı’nda tekne turuna çıkıldı. Yalılara, uzaktan yükselen kulelere, sahilde balık tutanlara, hisarlara, fenerlere, gemilere, vapurlara, köprülere, tepelere ve Kız Kulesi’ne büyük heyecanla el sallandı.
Anadolu sofrası Darüşşafaka’da kuruldu
Kocaman kazanlar, tahta kaşıklar, tarhanalar, hamurlar, saclar, aksakallı dedeler, maharetli kadınlar, yaramaz çocuklar, rengârenk şalvarlar, basma gömlekler, efeler… Darüşşafaka spor salonu bir anda kalabalık bir ailenin kutlama softasına dönüştü. Kültür Elçileri gelmeden önce hazırladıkları piyeslerini sırasıyla paylaştı. İskilip’in pilavı, Uzunköprü’nün tarhanası, Antep’in yuvalaması, Kula’nın şekerli pidesi ve daha birçoğu sahneye çıktı. Şiveler, kıyafetler, sazlar, türküler, maniler hepsi bu büyük ve bereketli sofrada yerini aldı.
ÇEKÜL Eğitim’in gönüllü eğitimcileri, kentlerden gelen öğretmenler, İstanbul Buluşmaları’na destek için gelen eski Kültür Elçilerimiz (onlar artık lise öğrencisi) Kayseri’den Onur Atıcı, Gaziantep’ten Emre Gündüz ve Eda Kılınç etkinliğin başkahramanlarıydı ve iyi ki vardılar.
“ETİ ÇEKÜL Kültür Elçileri” projesi sona erdi. Ama ÇEKÜL’ün kültürel miras eğitimleri, öncesinde olduğu gibi devam edecek. Farklı kentlerde yeni çocuklarla tanışmak ve paylaşmak üzere…