Uzun Çarşı'lı Kırşehir'de Türkiye'nin Çarşıları Konuşuldu
TKB üyesi kentler bu kez “Kapadokya’nın kapısı” Kırşehir Semineri’nde bir araya geldi. 16-18 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirilen seminerin gündeminde “Kale-Çarşı-Mahalle Bütününde Çarşı” konusu vardı. 100’e yakın belediyenin başkanı, belediyelerin konuyla ilgili birimlerinde çalışan uzmanlar kentlerine, hem Türkiye’nin farklı yerlerindeki geleneksel çarşılardan uygulama örnekleri hem de Kırşehir’le ilgili önemli bilgilerle döndüler.
Seminer 16 Nisan akşamı, Kırşehir Belediye Başkanı Yaşar Bahçeci’nin “Geldiğiniz için hepinize teşekkür ediyorum. Tarihimize ve kültürümüze sahip çıkmak çok önemli. TKB’nin ve Metin hocamızın bize bu yolda eşlik etmesini istiyoruz” sözleriyle başladı.
Bursa’da Osmanlı Coğrafyasında Çarşılar Sempozyumu
ÇEKÜL Vakfı Başkanı Prof. Metin Sözen ise “Türkiye’de sıkıntılarımızdan biri beraber olduğumuzu gösterememek fakat TKB bunu değiştirdi,” diyerek katılımcılara seslendi: “Türkiye’nin varlık içinde yokluğa düştüğü anlar oluyor. TKB’nin bu toplantıları birliğimizi, birikimimizi, güçlü varlığımızı gösteriyor. TKB değişimin ve kaynağın sadece para ile olmadığını gösteren yolun yolcusu. Bu toplantılardaki en önemli şey konuştuğumuz kadar yapmak, ürettiğimiz kadar paylaşmak, paylaştığımız kadar ülkenin değerlerini ve kuşaklar arasında bağlarını güçlendirerek bir sürekliliği sağlamak…
'Bu yıl ağır geçecek. Türkiye’deki siyasi dalgalanmalar bizi, farklılıkların getireceği zenginlikler yerine karşı karşıya olmayı getirmemeli. 2010, TKB için önemli bir yıl; çünkü 10. yılımızı kutluyoruz. Üye sayımız 300’e yaklaştı. Katılmak isteyenlerin sayısı sürekli artıyor, bu çok gurur verici. Bu kadar önemli bir toplantıyı neden Kırşehir’de yapıyoruz? Dayanışmanın doğduğu, insanların sevgiyle ürettiklerini sahtekârlığa düşmeden paylaştıkları ve bunu yaşattıklarını kenttir burası. Burada halkın buluştuğu, alışveriş yaptığı çarşı meselesini derinlemesine konuşacağız. Kırşehir’deki toplantı 10. yılımızın birinci eşiğidir, Ekim 2010’da yine Kapadokya’da, Kayseri’de buluşacağız, yaptıklarımızı Türkiye’ye anlatacağız. 2-3 Temmuz’da Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği “Osmanlı Coğrafyasında Çarşılar Uluslararası Sempozyumu” ile çarşı tarihimiz Türkiye gündemine taşınacak. Kaleler ve çarşılardan sonra 2011’de mahalleleri tartışacağız.”
TKB Başkanı Mehmet Özhaseki de konuşmasında birliğin 10. yılına değindi: “TKB’de bir hoşgörü ortamı olsun dedik ve bu amacımıza ulaştık. Türkiye’nin en çok muhtaç olduğu şeyler söylemesi kolay yapması zor olan şeylerdir. TKB’de değerli hocalarımız sayesinde çok şey öğrendik. Bu yıl bizim 10. yılımız. Kayseri’de buluşup 10 yılı bir muhasebe edeceğiz. 10 yılda neler yaptık, Anadolu’da neler değişti bunları konuşacağız. Ayrıca sergilerimiz olacak. Gelenler kentlerinde uygulamak isteyecekleri güzel örnekleri görecekler.”
Kırşehir Valisi Mehmet Ufuk Erden ise “Kentimize hoş geldiniz” sözleriyle başladığı konuşmasını şöyle sürdürdü: “TKB güzel bir rüzgâr yakalamış ve bu rüzgâr yelkenleri alabildiğine şişirmiş. Herkesi tebrik ediyorum. Ülkemizin buna ihtiyacı var. Bu kıvılcımı yakan Metin Sözen’e teşekkür ediyorum. Ama bu tek başına alınacak bir yol değil. Atanmışı, seçilmişi, kültür insanları da bu heyecanı yaşıyor. Değerli Özhaseki’nin söylediği bir şeyi çok önemsedim: Somut olmayan değerler. Değerlerimizi, kültürümüzü de yaşatmamız gerekir. Ahi Evran hazretlerinin burada olması, bizim için büyük bir zenginlik. Bu değerin hayata kazandırılması için hepimizin gayret etmesi gerekir. Birlikte olmanın heyecanıyla hepinizi saygıyla selamlıyorum.”
Ahi Evran’ın, Âşık Paşa’nın toprakları
17 Nisan sabahı tekrar bir araya gelen TKB üyeleri, zengin sunumlar sayesinde Kırşehir’i tanımanın yanı sıra farklı kentlerden çarşı özelinde koruma çalışmalarını dinleme fırsatı buldular. Mehmet Özhaseki başkanlığında yapılan “Kale-Çarşı-Mahalle Bütününde Çarşı” oturumunda sözü ilk olarak Kırşehir Belediye Başkanı Yaşar Bahçeci aldı ve kentin önemli özelliklerinden söz etti: “Kırşehir 5000 yıllık bir tarihe sahiptir. Aynı zamanda alp-erenler ve ozanlar diyarıdır. Milletimizi sevgi ve saygıyla bir arada tutmaya çalışan Ahi Evran’ın topraklarıdır. Anadolu’nun Türkleşme sürecinde önemli rol oynayan Cacabey; Yunus Emre, Âşık Paşa; Hacı Bektaş-ı Veli, Osmanlı’nın manevi kurucusu şeyh Edibali bu topraklarda yaşamıştır. Ayrıca termal kaplıcalarımız, Japon bahçemiz, yeraltı şehirlerimiz, kuş cenneti Hirfanlı Baraj ve Seyfe göllerimiz, kümbetlerimiz, Kesik Köprü’müz, konaklarımız var. Kapadokya Bölgesi’nin kapısı konumundaki Kırşehir’in bir kültür, turizm ve eğitim kenti olması için elimizden geleni yapacağız. En büyük arzumuz büyük bir Ahi Evran külliyesi yapmak ve Uzun Çarşı’yla birleştirmek; kaleye, çarşıya eski kimliğini kazandırmak. Metin hocamızın da bize elinden gelen yardımı yapacağını ümit ediyoruz.”
“3 bin esnaf işsiz kalır”
Bahçeci’den sonra söz alan Mehmet Özhaseki ise günümüzde belediye başkanlarını bekleyen iki önemli sorun olduğunu belirtti: “İlki kimlik sorunudur. 81 vilayetimizde, küçük yerleşim yerleri haricinde, kimlikli bir kentimiz var mı? Kayseri, Konya, Kırşehir ‘Selçuklu’ kentleridir; ama bu dokuyu kaybetmişlerdir. Bunu düşünmeliyiz… İkinci sorun ise her alanda yaşanan hızlı değişimdir. Babam manifaturacıydı, ben çarşıda büyüdüm. Üniversite hayatım da çarşıda geçti. Dedelerimizden, babalarımızdan şunları duyardık: Müşteri aldatılmaz, yalan söylemeyin, malın bereketini kaçırmayın… Fakat 80’lerden sonra bu ruh kayboldu. Bu Konya’da Mevlana, Kırşehir’de Ahi Evran ruhuydu. Esnaflık da bitiyor artık. Alışveriş merkezlerine doğru yönelmeye başladık. Kırşehir’de iki alışveriş merkezi kurulsun, 3 bin esnaf işsiz kalır. Esnaflıktaki bozulmalar da insanları o yana doğru itiyor. Aynı şekilde köylerimiz de bitiyor ve Anadolu’daki köyler boşalıyor: Hüzünlü, topraklar parçalanmış, verim yok. Eğer TKB üyesiyseniz bu tür sorunlar da yavaş yavaş karşınıza çıkıyor. ‘Değişime direnilir mi? Değişim, özümüzü kaybetmek anlamına mı gelir? Çarşılarda bu değişimi nasıl uygularız?’ gibi soruları sormamız gerekli.”
“Tarih bizi nasıl yazacak?”
Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki’nin sunumu katılımcılar tarafından dikkatle izlendi: “Mahalle kavramımız anlamını yitirdi; bakkalı, pazarı kalmadı. Artık çocuklar güvenlik gibi nedenlerden dolayı evlere tıkılıyorlar. Benden 30 sene sonra Türkiye’nin başkentinde doğan çocuklar sinema, kültür merkezi, yüzme havuzu nedir bilmiyorlar. Bunun en büyük sorumluluğu kenti yönetenlerde. Hizmet edecek nitelikte yöneticiler yerine siyasi kaygılarla insanlar belirleniyor. Bir belediye başkanının yerine yenisi geldiğinde her şey yeniden, bilimsel olmayan yöntemlerle tasarlanıyor. Maalesef siyasal partilerin ayakta kalması için bu yapılıyor. Tarih bizi nasıl yazacak, gelecek nesillere nasıl hesap vereceğiz ben bilmiyorum,” diye düşüncelerini aktaran Tiryaki konuşmasının devamında Altındağ’da yaptıkları çalışmalardan örnekler gösterdi. Hamamönü, Sakarya Mahallesi, Ankara Kalesi çevresi, eski Ulucanlar Cezaevi’ndeki çalışmalar alkışlarla karşılandı.
“Anadolu çarşılarının anayasası”
ÇEKÜL Vakfı Yüksek Danışma Kurulu üyesi tarihçi-yazar Necdet Sakaoğlu’nun “Geleneksel Meslek Örgütlenmeleri ve Çarşıları” başlığında yaptığı konuşma, oturumun en ilgi çeken bölümlerinden biriydi. Kırşehir’in Türkiye’nin çarşı tarihi açısından önemli bir kent olduğunu belirten Sakaoğlu, konuşmasında şu bilgilere yer verdi: “Ahi Evran bir zanaatkârdır. Kendisi tabak işi yapardı… Ahi Evranlığı ahilik diye değil de fütüvvet örgütünün temeli olarak nitelendirebiliriz. Ahi Evran lonca teşkilatının kurucusudur, lonca teşkilatı 17. yüzyıla kadar fütüvvet adıyla anılmıştır. Fütüvvetname dediğimiz eserler vardır, bunlar bir bakıma Anadolu çarşılarının anayasasıdır. Çok basit yazılmış, her esnafın anlayabileceği ifadeler içerir. Bugün alışveriş dünyamızda bu koca kitaptaki ilkelerden bir teki geçerli değil. Zamanımıza en uymayanı ise reklâm; o kadar haram ve günahtır ki bir müşteri bir malı alırken diğer müşterinin ‘Ben aldım, çok iyi’ demesi halinde bile satışı durdurmak lazım gelir; çünkü alıcının aklı çelinmiştir. Reklâm bize, batıdan gelen hedonizmin, tüketim kültürünün dayattığı bir şeydir.”
“Çarşılar insanlarla birlikte yaşar”
Sakaoğlu’ndan sözü devralan Ödemiş Belediye Başkanı Bekir Keskin, 19. yüzyılda canlı bir ticaret merkezi olan tarihi çarşılarında yaptıkları başarılı uygulamaları TKB üyeleriyle paylaştı. İsmet Paşa Caddesi, Yorgancılar Sokağı, Lozan Meydanı, Yıldız Oteli, Kasap Hali, Peynir ve Bit pazarlarının eski ve yeni fotoğrafları arasındaki fark katılımcılar için ufuk açıcı oldu. Tarihi arastada yürüttükleri çalışmalarda kendilerine destek veren Prof. Metin Sözen’e teşekkür eden Keskin sunumunu şöyle bitirdi: “Çarşılar insanlarla birlikte yaşıyor… İnsanları projelerin içine katmak, çok büyük projeleri parçalara bölerek sabırla uzun yıllar üzerinde çalışmak; biz Metin hocamızdan bunu öğrendik. TKB’nin parçası olmaktan gurur duyuyorum. İki yıl sonra gerçekleştirdiklerimizi görmek üzere hepinizi Ödemiş’e bekliyoruz.”
Oturumun son konuşmacısı Seferihisar Belediyesi Strateji Geliştirme bölümünden Bülent Köstem oldu. Köstem, Türkiye’nin ilk cittaslow’u (sakin kent) olan Seferihisar’da bu doğrultuda çevreden altyapıya, ulaşımdan gürültü kirliliğine, yerli üretimi korumadan misafirperverliğe pek çok başlıkta yürütülen çalışmaları TKB seminerine taşıdı.
Cacabey Medresesi
TKB üyeleri sembolik şed kuşatma töreninin ardından Kırşehir’i gezdiler. Programda Cacabey Medresesi, Uzun Çarşı, Merkez Kalehöyük, Ahi Evran Camisi, Kırşehir Müzesi, Ağalar Konağı, Âşık Paşa Türbesi vardı. Gün, Kırşehir Ustalar Müzik ve Oyun Topluluğu’nun gösterisi ile tamamlandı.
Ağalar Konağı
Kale Höyük
18 Nisan’da da Kaman Çağırkan Kalehöyük kazısı incelendi, Japon Bahçesi ziyaret edildi.