Phaselis çevresiyle birlikte korunmalı!
Antik Likya uygarlığının en önemli liman kentlerinden olan Phaselis, geçtiğimiz haftalarda gündeme gelen otel projesi ve yapılaşma tehdidiyle karşı karşıya.
Antik kentin yamacına inşa edilmesi planlanan otelin arazisi 2005 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından, Turizm Teşvik Kanunu kapsamında Ares Fasilis İnşaat Turizm Ticaret A.Ş’ye tahsis edildi. Firmanın arazide inşa etmek istediği “Dream of Phaselis” otel projesi; 160 dönüme yayılan 280 odalı; 6 tenis kortu ve 3 açık yüzme havuzu olan ve daha birçok işleve sahip yapılardan oluşan bir turizm kompleksi. %10’luk bir kısmı 1. derece arkeolojik sit alanı sınırlarına giren proje alanı aynı zamanda Beydağları Olympos Sahil Milli Parkı içerisinde.
Otel projesi için imar planı değişiklikleri 2011 yılında bakanlık tarafından onaylandı, böylece inşa sürecinin önü açılmış oldu. Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın projeyi onaylamasının ardından 16 Aralık’ta Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu; “arkeolojik sit alanına giren kısma müdahale edilmemesi koşuluyla projenin uygulanmasında sakınca yoktur” kararını verdi. Kurul kararında bunun yanında “ancak alan aynı zamanda Milli Park olduğu için, ilgili kurumca milli parklar mevzuatı açısından da incelenmeli” ifadesi kullanıldı. Son olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 26 Aralık’ta projenin ÇED raporu gerektirmediğine yönelik bir karar çıkardı. Şu anda proje sahibi firmanın Milli Parklar Genel Müdürlüğü’ne izin müracaatında bulunması bekleniyor. Bu durumda Koruma Kurulu’nun yasal dayanakları ve yetki alanı dahilinde verdiği kararın yanında, Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın Milli Parklar mevzuatına dayanarak vereceği karar Phaselis arkeolojik peyzajı ve doğal yaşamının korunması açısından önem taşıyor.
Phaselis sunduğu taşınır/ taşınmaz eserleri ve günümüz dünyasına sağladığı bilimsel verilerin yanı sıra, bulunduğu çevreyle ele alındığında da nitelikli bir Likya arkeolojik peyzaj alanını temsil ediyor. Kentin sahip olduğu değerler bütünü, yerleşimin konumlanmasından kıyı şeridi ve suyla kurduğu ilişkiye, ekolojik çevresinden tarihsel gelişimi ve mimari özelliklerine uzanan geniş bir çerçeveye yayılıyor; Phaselis’in bu açıdan çevresiyle birlikte ele alınarak korunması gerekiyor.
Projenin arkeolojik sit alanına müdahale etmemesi öngörülse de, Phaselis ve çevresinin, sit alanı sınırlarını aşan bir yaklaşımla, yüksek kapasiteli turizm yatırımlarından korunması gerekiyor. Evrensel koruma ilkeleri ve mevcut yasal düzenlemeleri yok sayarak, antik kentin çeperinde 160 dönümlük araziye yayılan, 5 yıldızlı bir turizm tesisinin inşa edilmesi; bölgenin kapasitesini aşan bir insan yoğunluğunun yaratılması, ekolojik yaşam ve arkeolojik mirasın tahrip edilmesi gibi olasılıkların gerçeğe dönüşmesini mümkün kılacak.
Phaselis ve çevresinin turizm ve rant odaklı yatırımlardan korunmasını savunuyor, süreci takip ediyoruz.