Dragos, Soğanlık, Aydos: Kartal
Kartal, Kocaeli Yarımadası’nın kuzey batısında, Marmara Denizi’nin kıyısında, İstanbul Anadolu yakasının en eski yerleşimlerinden biri. İsmini, Kartal koyuna gelip balık avlayan ve geçimini bu yolda sağlayan “Kartelli” isimli bir balıkçıdan almış: “Kartalimen”. Bu isim Türk yerleşiminin ardından “Kartal” olarak değişerek günümüze kadar gelmiş. Yerleşim tarihi 5 bin yılı bulan Kartal’ın kültürel ve doğal mirası ÇEKÜL Evi’nde yapılan Çarşamba Kent Toplantıları’nda gündeme geldi.
Toplantıda, Kartal Merkez Kentsel Sit, Soğanlık Kentsel Sit, Dragos Arkeolojik Sit, Dragos Doğal Sit, Aydos Ormanı Doğal Sit, Yakacık Mevkii Tescilli Yapıları ve Anıt Ağaçlar başlıkları altında detaylı sunumlar yapıldı ve yürütülen koruma çalışmaları hakkında bilgiler verildi.
Kuruluş yıllarında küçük bir balıkçı kasabası olan Kartal, Cumhuriyet döneminde hızla kalkınmış, sanayileşme çalışmalarından fazlasıyla nasibini almış. 1873 yılında Haydarpaşa-Pendik banliyö hattının açılmasından sonra Kartal hızla kentleşmeye devam etmiş. O küçük kasaba büyüyerek önemli bir yerleşim merkezi halini almış. Tüm bu hızlı süreçte kimliğinden uzaklaşan Kartal son yıllarda belediyenin “Kartal Tarihini Arıyor” söylemiyle yürüttüğü çalışmalarla yeniden tarihi, kültürel ve doğal dokusunu görünür kılmayı hedefliyor.
Toplantıya Kartal Belediye Başkanı Op. Dr. Altınok Öz ve ekibinden Ö. Fethi Gürer, Nizamettin Zorgül, İlker Kalender, Adem Uçar, Deniz Karacan, N. Simay Bodur, Zeynep Maraş ve Sabri Çağrı Sezgin katıldı.
Toplantının ardından Prof. Dr. Metin Sözen bir değerlendirme yaptı: “İstanbul’un erken dönem yerleşmeleri açısından önemli bir bölge Kartal. Tarihin erken dönemi daha önce yapılan araştırmalarla saptanarak Kartal’ın varlık nedeninin değeri ortaya koyulmalı. Kadıköy, Maltepe, Pendik, Kartal hattı göz önünde tutularak çalışmalar yürütülmeli. Neolitik dönemle ilgili yapılan tüm araştırmalar öne çıkarılmalı. Ayrıca tarihi ve kültürel varlıklar için bir grafik çalışmasına ihtiyaç var. Tüm bu varlıkların envanteri yapılarak nereler odak noktası olacak ve nasıl birbirine bağlanacak saptamak gerekiyor.
Tarihi çınarlar ve çevresi halkın kullandığı alanlar haline getirilmeli. Çeşmelerle ve geleneksel konutlarla da Kartal’ın kent içindeki simgeleri; yaşamaya devam etmeleri için restorasyon çalışmaları başlamalı. Arkeolojik kazıların devam etmesi önemli çünkü henüz çok küçük bir alan günyüzüne çıktı. Ayrıca bir kentin olmazsa olmazı müzelerin kentte varlık göstermesi gerekli. Sanayi yapıların olduğu Kartal’da bir Sanayi Müzesi kurulmalı; Bursa Merinos örneği incelenmeli. Sadece yapıyı ayakta tutmak önemli değil; kültürel öncelikli işlevlendirmeleri için projeler üretilmeli.”
Dragos arkeolojik alanı
Kartal Belediyesi’nin bu çabaları ÇEKÜL’ün gönüllü uzmanları tarafından takip edilecek.