Depremin Birinci Yılında Yaşamı Savunmaya Devam Ediyoruz
Hatırlıyoruz! Hiç unutmadık. 6 Şubat depremlerinin birinci yılında;
- 53 bin 537 insanın hayatını kaybettiğini
- 518 bin konutun yıkıldığını
- İçlerinde 1100 okul, 42 sağlık yapısı ve 20 kütüphanenin olduğunu
- 3 milyon insanın yer değiştirdiğini
- 324 bin esnafın, 276 bin işletmecinin mekânını ve işini kaybettiğini
- 11 milyon hayvanın etkilendiğini
- Tescilli yapıların yaklaşık yüzde 20’sinin yıkıldığını hatırlıyoruz!
Ve biliyoruz ki “ders” okulda alınır!
Bu kayıpların tek sorumlusu depremlerin şiddeti değil, işini doğru yapmayan, uzman, yetkili, yetkin olmayan kadrolar ve kişiler; denetimsizlik, rant, yasal olmayan uygulamalardır.
ÇEKÜL Vakfı olarak deprem bölgesindeki uygulamaları yakından takip etmeye, uzmanlık alanımızdaki çalışmalara müdahil olmaya devam edeceğiz.
Kentler kimliğini yeniden kazanmalı
Üzerinden geçen 1 yılın ardından, depremden etkilenen bazı kentlerde pek az şeyin değişmiş olmasını üzücü olarak değerlendiriyoruz. Bu “değişmemezlik”, kentlerin ruhunun kaybolma tehlikesi altında olduğunun da kanıtı gibi. Yardım merkezlerindeki uzun kuyruklar, kamu binalarının yerini alan çadırlar, konteyner alanlarından alışveriş yapan kalabalıklar, yıkıntılar, toz ve duman içinde devam etmeye çalışan hayat… Hepsi kent kimliğini ve toplumun kentle olan bağını zayıflatıyor. Yerin anlamını, toplumun yer ile olan bağını korumaya yönelik, kısa vadede devamlılığı sağlayacak politikaların uygulamaya koyulması için daha fazla vakit kaybedilmemeli.
Depremin yol açtığı göçün kalıcı göçe dönüşmesi ihtimali, başta Hatay olmak üzere depremden etkilenen illerin çok kültürlü demografik yapısını dönüştürme, kültürel mirasa ve insan kaynağına zarar verme riskini barındırıyor. Depremden etkilenen illerin tarihsel süreçte oluşmuş zengin kültürel mirası ve yaşam kültürü dokusuna zarar vermemek; kasti olarak dönüştürmemek, mirası korumak afet sonrası toplumsal yaşamın yeniden kurulması, iyileştirmenin önceliklerinden olmalı.
Depremi yaşamış kentlerde öncelikli ihtiyaç, yaşamı sürdürmektir. Yaraların sarılmasının bir parçası olarak, somut ve somut olmayan kültür varlıklarının yeniden yaşama katılması bu nedenle çok önemli. Toparlanma sürecinde toplumun geçmişten gelen değerleriyle birlikte yaşamasına katkı sağlamak, yıkımdan öğrenerek geleceği iyileştirmek hepimizin sorumluluğunda. Kültürel mirasın, toplumun devamlılığını sağlayan en önemli öğe olduğu bilinciyle hareket etmek daimi amaçlardan olmalı.
Eğitimin iyileştirici gücüne inandık
ÇEKÜL Vakfı olarak eğitimin koruyucu ve iyileştirici gücüne inandık ve Gaziantep’te yüzlerce çocuğa ulaştık. Gaziantepli öğrenciler; ÇEKÜL Bilgi Ağacı Kentler Çocuklarındır Eğitim Programıyla doğal ve kültürel mirası, imece kültürüyle oluşan dayanışmayı, birlikte başarabilmenin birleştirici gücünü keşfetti. Nice çocuğun geleceğe umutla, güvenle bakabilmesi için Gaziantep’teki eğitimlerimize devam ediyor; ÇEKÜL Bilgi Ağacı eğitim gönüllülerinin desteğiyle çocukların yanında olmayı sürdürüyoruz.
Tüm depremzede yurttaşlara sabır ve direnme gücü diliyoruz.