ASSOS MITOS SANAT EYLEMI BASARIYLA SONUÇLANDI...
Assos Vakfi, Ayvacik Kaymakamligi, Köye Hizmet Birligi'nin destegiyle düzenlenen Assos Mitos Sanat Eylemi 20 Eylül 2003 Cumartesi günü basladi...
20 Eylül Cumartesi günü katilimcilar Assos Vakfi Baskani Ali Akdamar öncülügünde civardaki yörük köylerini ziyaret ettiler. Ögleyin Sivrice'de ÇEKÜL yöneticileri ile bulusuldu. Ögleden sonra Ayvacik Kaymakami Orhan Güldibi ve Prof.Dr. Metin Sözen'in de aralarinda bulundugu grup Assos antik kentini gezdi. Aksam saat 20.00'de, Assos Antik Tiyarosu'nda Muammer Ketencioglu'nun Ege'nin iki yanindan türküler, Galata Gipsy Band'in de Trakya ezgileri ile katildigi bir konser verildi. Konser hinca hinç dolu bir dinleyici kitlesi önünde geç saatlere kadar sürdü. 21 Eylül Pazar sabahi limanda, Ozan Sagdiç, Orhan Cem Çetin, Wilko Van Harpen ve Gencer Yurttas'in Assos ve çevresinden çektikleri fotograflardan olusan bir sergi açildi.
Daha sonra Assos Vakfi'nin ÇEKÜL ile ortaklasa düzenledigi Arkeolojik Mirasi ve Geleneksel Dokuyu Koruyarak Kalkinmayi Saglamak baslikli bir açikhava toplantisi yapildi.
Bu toplanti ile ilgili özel haberimiz:
ASSOS VAKFI TOPLANTISINDAN NOTLAR...
Meydan Kahvesi - 21 Eylül 2003
Behramkale- Assos
21 Eylül 2003... Günlerden Pazar. Günle gece birbirine esit bugün... Üstelik hava olaganüstü güzel. Ne sicak ne soguk. Her taraf piril piril... Behramkaleli'ler, Assos ve yöresini mesken edinmis diger hemsehriler, Balikesir Valisi Atil Uzelgün ile esi, Ayvacik Kaymakami, Istanbul'dan gelen basin mensuplari, herkes orada... Konu; Arkeolojik Mirasi ve Geleneksel Dokuyu Koruyarak Kalkinmayi Saglamak baslikli toplanti... Aslinda katilanlar arasindaki disarliklilarin çogu, bir gün önceden beri Assos'talar. Bir gün öncesi, yeniden canlanan Assos Vakfi'nin Assos Mitos Sanat Eylemi çagrisina uyulmus, Assos'a gelinmis, yörük köylerine ugranmis, antik kent gezilmis, Sivrice'de sahilde denize girilmis, zarganalardan, kabak çiçegi dolmalarindan tadilmis, Vakif merkezindeki yöresel sanat ürünleri, düsünen Assos eseklerinin resmedildigi t-shirt'lere gülünmüs, aksam da bütün bunlarin üzerine, antik tiyatroda Ege'nin iki yanindan türküler ve Trakya ezgileri ile cosulmus... Sabah antik limanda Assos fotograflardan olusan sergi gezilmis, artik sira bu toplantiya gelmis... Metin Hoca'yi dinlemeye geldim diyenler de var Istanbullu/Behramli Nurcan Arolat gibi, dertlerini dökmeye hazirlananlar da...
Sorumlu kim?
Saga sola bakip sorumlu aramak yerine, herkesin sorumlulugunu bilip çözüm üretmeye baslamasi önemlidir. Yoksa basit mülkiyet kaygilari yüzünden bir gün doga da biter diyen Metin Sözen toplantiyi açiyor ve yönetimi Oktay Ekinci'ye birakiyor...
Oktay Ekinci
Tarihten sikayetçi olunamaz
Arkeolojik miras ve geleneksel dokuyu koruyarak kalkinma deniyorsa burada bir sorun var demektir. Korursak kalkinamaz miyiz? Kalkinma ne demek önce ona bakalim... Otomobilimizi buraya kadar getirmek kalkinma midir? Kimine göre öyle. Zaten burada gerilim yaratan sey de en basta su yol konusudur. Bizi huzursuz eden sey ise köylünün yoksullugu. Yoksulluk olmasa, Tarih de korunmus olsaydi, burada oturup tartisir miydik? Çok zenginligin içinde yoksul yasam... Bu da vicdanimizi rahatsiz ediyor, o zaman burada toplanip tartismak aydin sorumlugu oluyor. Peki köylümüzün yoksul kalmasinin sebebi tarih midir? Tarihten sikayetçi olunamaz.
Surada Atatürk'ün büstünü görüyorum. Atatürk biz bu topraklarda 5000 yildan beri variz demistir, 1071'den beri variz dememistir. Simdi yasasaydi, son bulgulari görebilseydi 8 bin yildan beri variz diyecekti, bu kültüre böylesine sahip çikilmadan büst konulmaz, Buraya Aristo'nun büstünü de koyun derdi Atatürk belki de... Kalkinmaya dönelim. Batiyi örnek aliyoruz hep. Oysa Bati, doguya bakarak kalkindi. Dogunun kültüründen kendine dersler çikardi... Sonuç olarak, kültürel koruma bir yana bir yana, bir yerde yerel halk bir yerde de o yöredeki degerleri ranta çevirmek isteyen yatirimcilar varsa onlar degerleri tahrip ediyorlarsa kamu yoneticileri onlari engellemelidir. Bu nedenle ilk sözü Behramkale Muhtarina vererek baslayalim tartismaya...
Hüseyin Kaplan- Behramkale Muhtari
Sayin Valim, Sayin Kaymakam, Sayin Hocalarim, Sayin basin mensuplari ve konuklar. Geldiginiz için çok tesekkür ediyorum. Koruyarak kalkinmaya inaniyorum ama köylü zorluklarla karsi karsiya kaliyor, onlara kolaylik saglanmiyor. Disaridan gelenler eski ev alip onarimlarini 3 ayda yaparken biz 3 yil bekliyoruz. Kurul ile, Çanakkale ile ugrasamiyoruz. Bu yüzden bu toplantilarin çok faydasi olacak. Halkimiz da böylece aydinlanacak.
Ismet Önen
Senelerden beri maliye ile ugrasiyoruz, buradaki tarihi cami ile ugrasiyoruz... 8 - 9 sene mahkemelerle ugrastik. 1. derece sit alanina maliye satabilir dedi. 11 evimizi Maliye aldi. Ecrimisil de ödedik. Oysa eskiden 250 ev vardi. Serdaroglu hocamiz bilir bunlari...
Mesut
Evlerimizi bu yörenin özgün taslariyla yapmak istiyoruz ama tasi toprak altindan çikarmamiz yasak. Na'palim tasi bulacaksak kaçak tas çikartmak zorunda miyiz?
Prof. Dr. Ümit Serdaroglu
Birkaç yil önce tebligat geldi köylülere. Bu evleri köy bosluguna yaptiniz, yikin diye. Oysa bu evler eskiden buradaydilar. Belgesi 1881'de çizilmis Assos haritasidir. Bugünkü ile çakistirildiginda eski evlerle tamamen örtüsmekte oldugundan, bunlari mahkemeye sunduk. 100 küsür kadar dosya hazirlandi bu baglamda. Ama ne oldu? Kamulastirma yapildi ve 70 yasinda bir kadin sokakta kaldi... Kadastro geçerken tapu iptalleri actilar. Bunu idareciler çözmek zorundadir, bu haksizliktir.
Tas ocagi kritik sorun... Bu kent I.Ö. 800 yilinda yapilirken eski yerlesme buranin tasi ile yapiImis. Kurul yasakladiysa traktörle gidip karsidan tas toplayacaksiniz. Baska yolu yok.
Kalkinmaya gelince, halk kendini kalkindirdi yeterince. Ben bugün kazilar için buradan isçi bulamiyorum. Herkes patron oldu. Eskiden bir tek Hasan Kaplan'in küçük dükkani vardi, simdi o market oldu. Siçramadir bu ama kendileri yaptilar, devletin hiç katkisi olmadi. Bu da kisisel girisimin güçlü oldugunu gösteriyor. Yeter ki bürokratik engeller çözülsün. Kurullar için de ayni sey söylenebilir. Bir - bir buçuk sene bekleyen projeler var Kurullarda...
Orhan Güldibi, Ayvacik Kaymakami
Bence katilimcilar ve konu itibariyle sansliyiz. Halk görüyor bu dokunun bozulmasinin oma bir yarari olmayacagini. Buranin gerçek sahibi halk bunu ögrendi... Asil talihsizlik disaridan gelen bizim gibi insanlardir. Ben patronum, yalniz bana danisilsin diyenlerdir. Bunu kirmak lazim.
Hüseyin
Asagidaki çayin suyu tahlil edilmeli. Mandira artiklari bu çaya geliyor. Zehirli oldugu söyleniyor bunlarin. Ayrica asagida iskele mevkiindeki aritma tesisi de hiçbirseyi aritmiyor.
Nurcan Arolat
Antik limanda deniz bitti tamamen... Kadirgada'ki aritmalar da kötü kokular üretiyor. Bütün aritmalar ya islah edilmeli ya da yeniden yapilmali.
Ugur Tandogan
Orkinos çiftligi projesi durdurulmustu. Simdi yeni iktidarla yeniden kuruluyormus. Bu konu açikliga kavusturulmali. Ayrica odun kömürü ocaklari yazin olmamali.
Saniye Uluçer
Yöredeki kati atiklar konusunda geçenlerde bir toplantiya katildik. Tüm belediyelerden bunlarin nasil yokedildigi konuunda raporlar geldigi halde Ayvacik Belediyesi'nden hiç rapor gelmedi. Sahi Ayvacik Belediye Baskani niye aramizda yok? (Ayvacik Kaymakami, o gün Ayvacik'in Kurtulusu oldugu için Baskan'in gelemedigini söylüyor)
Oktay Ekinci
Acaba bu topraklardaki felsefe gelenegini de ise katarak bilimi ve sanati da bir turizm argümani haline getiremez miyiz? Burada felsefe toplantilari yapilsa mesela...
Ümit Serdaroglu
Oktay Ekinci
Iste Assos Vakfi'nin ilk projesi de bu olsun o zaman; Assos Akademisi...
Ali Akdamar
Bir rüyam var. O da buranin bir kültür ve sanat kenti olmasi! Ise biraz geç basladik. Yoksa bugün su arazide bir kültür merkezi temel atma töreni de yapabilirdik. Bir de Assos Güzel Sanatlar Akademisi olmali...
Kalkinma konusunda söyleyecegim bir sey var. Buranin insani Istanbullu'nun yaninda isçi olmaya baslamis. Bu onur kirici birsey. Vakif olarak bizim amacimiz onlarin üretimini büyük pazarlara tasimak. Nitekim Balabanli köyünde tezgahlar açtik. Köylü kadinlar her sabah heyecanla uyaniyor artik. Assos'u da basli basina bir marka yapmak istiyoruz.
Oktay Ekinci
Zeytine de sahip çikmak gerek elbette. Bunlar olmayacak seyler degil. Sinop'ta Diyojen Akademisi kurulacak. Yer araniyor su anda. Burada da akademi niye olmasin? Simdi sözü Ozan Sagdiç'a vermek istiyorum.
Ozan Sagdiç
Bütün bu dogal ve kültürel degerlere sahip çikmak gerek ancak bir sartla: Sanati ön plana çikarmamiz lazim...
Raife Polat
Zeytinciligi desteklemek lazim. Açilan Zeytinyagi Müzesi ilgi çekiyor örnegin...
Emre Omacan
Kalkinma turizm yatirimini da beraberinde getiriyor. Ancak kültürel koruma ve burada olmasi arzu edilen diger unsurlari yöre haIkinin da istemesi gerek. Aksi halde bunlar, büyük sehirli yazlikçilarin burada görmek istedikleri seyler olur, onlarin keyfi olur...
Ümit Serdaroglu
Felsefe ile düsünmeyi ögretmek önemlidir. Bugün okullarda ders olarak okutulmaktan vazgeçilen felsefe 2400 - 2500 sene önce burada günlük yasamin bir parçasi idi. Bunlarin bir lüks gibi görülmesini esefle karsilarim.
Atil Uzelgün, Balikesir Valisi
Tarihi sorgulayamayiz ama talihi sorgulayabiliriz!
Burada Atil Uzelgün olarak dostlarimin yanindayim. Vali olarak konusmayacagim ancak herkesin belirttigi görüslere karsilik bazi anekdotlarla yanit vermek istiyorum.
Önce yerel halk ülkemizde kendi kültür varliklarini bilmiyor, örenleri ziyaret etmiyor. Bunlari sevdirmek gerek. Bilinmeyen, sevilmeyen birsey nasil korunsun?
Assos kendisi basli basina bir markadir. Degerlendirilmeli.
Tarihi sorgulayamayiz ama talihi sorgulayabiliriz!
Eksi ama bizim bagin üzümü
Kaymakama sordum simdi Zeytin sinegi mücadelesi yapiliyor mu? diye. Yapilmiyormus. Bakimsizlik var agaçlarda zaten. Zeytin için bizde var yili / yok yili derler. Güya zeytin bir yil ürün verir bir yil vermezmis. Yok böyle birsey. Bu söylemin nedeni aslinda agaca yapilan kötü muameledir. Zeytinler agaci döverek toplaniyor, o yüzden agaç da bir yil kendini toplamakla zaman geçiriyor. Dogaya aykiri davranirsaniz doga da kendini korumak için sizi cezalandirir elbet. Ben Adanali'yim. Bizde eksi ama bizim bagin üzümü diye bir söz vardir. Yaylalarda yetisen üzümler eksidir. Çünkü tam tatlanacagi zaman soguklar baslar Adana yaylasinda. Onun için üzümü tadlandirir, bandirma, orcik sucuk diye farkli ürünlere dönüstürürler. Dolayisiyla dogaya uymak, ama çalismaktan vazgeçmemek gerek.
Bizde zeytinyaginin standardi yok. Esans katip, sizma zeytinyagi diye içe disa satiliyor. Biz simdi basvurduk, zeytinyaginin standardi yapiliyor. Edremit'te bu is için dosyalar hazirlandi. Zeytincilik bu bolgede bir gelenektir.
Tarihle iç içe yasamayi ögrenmeliyiz. Turizme de çok dikkat edelim, Erdek ikinci ev mekanina dönüstü. Ayni sey Akçay'da, Altinova'da, Altinoluk'ta gerçeklestirildi. Yilin sadece 2 ayi kullanilan bu evler bu yöreye birsey kazandirmaz. Bu tür yapilandirmadan siddetle kaçinilmasini tavsiyeye sayan bulurum.
Tarihle barisik turizm uygulamasi talihle de barismamiza yol açacaktir. Ancak talihle barismanin da dogaya uygun olmasi gerek. Çocuk ana rahmine düsmüstür. Düsmüstür diye onu 3 ayda dogurtmayalim. 9 ay 10 gün sonra saglikli dogumu bekleyelim!
Metin Sözen
Kendimizi yeniden ve dogru tasarlamak...
Sevgili Valim çocugu dogurttu!
Çocuk dogacak elbette. Ama saglikli olmasi için ana - babanin dogru beslenmesi lazim! Ana babanin da saglikli ortamda yasamasi lazim. Sokakta selam veren, gözünü dostundan kaçirmayan ana-baba olmasi lazim. Aklinin yarisini üç kagida ana baba olmamasi lazim. Ana-babanin ülkesinin siyasetçisinin onur kirici isler yapmamasi, ülkenin yüzünü kizartmamasi lazim! 50 yillik hesabi dogru kapatmamiz lazim. Son 50 yilda elinin sikildigi ama elinin baskasi tarafindan oynatildigi bir toplum olduk. Artik yaslaniyoruz. Bu gündemi degistirelim artik diyoruz. Yeni bir toplum tasarimlamak istiyoruz. Ama önce kendimizi dogru tasarlamamiz lazim. Dogru insan iliskileri kurmayi beceremezsek diger seyleri nasil dogru tasarlayabiliriz?
Yalniz kendi evinin içini düzelten bir toplum olamaz! Bakiniz, sokak kalmadi, mahalle kalmadi, kent kalmadi. Çocugu saglikli büyütebilmemiz için ortami da saglikli kilmamiz lazim...
Ne diyoruz? Kamu, yerel, sivil, özel iliskisine dayali yeni bir toplum, yeni bir anayasa istiyoruz diyoruz. Çanakkale'deki arkadaslar yeni yollar deniyorlar, ama zeytin bana derdini anlatamiyorsa, orada bilim yoktur. Kalkinma bilgi ve bilim olursa anlam tasir.
Sonsöz olarak sunu söylüyorum: Evden sokaga, sokaktan mahalleye, kente, ülkeye dayali yeni insan iliskisini düsünmek gerek. Kalkinmada da Türkiye'nin çikis noktasi tipki bu sabah sergiler açan sanatçilarin Assos'a çok yönlü baktigi gibi, sanat ve kültürle, çok yönlü yaklasimdir. Üniversite burada, bu tartismanin içinde, alanda olmalidir. Aslinda simdi esitlendik! Çünkü toplum yanlislarda bulustu! Köyleri de mahvettik, kentleri de!
Oktay Ekinci
Haydi gelin simdi hep beraber, tarihe bir not düselim öyleyse... 21 Eylül 2003. Behram kahvesi avlusunda yaklasik 200 kisi toplandi ve Aristo'dan sonra sonra Assos tarihinin ikinci akademisi burada kuruldu! Aslinda bu Assos Vakfi 1998'de kurulmustu. Simdi Ali bayragi devraldi. O yüzden bu toplantinin da gerçekten ise yarayip yaramadigini Ali söylesin!
Ali Akdamar
Bütün dünya bizimdir! Insanliga faydali birsey yapmamiz gerekir. Ben de hasbelkader bu cografyayi seçtim insanliga birseyler yapmak için. Bu katilim desteklendigimizin kaniti oldu. Haydi hep birlikte tüm katilimcilari alkislayalim!
x x x x x x