"Üzerine çocuk kahkahası sinmeyen her eğitim geçersizdi"
“…Biz inceleyeduralım aç tavuk hesabı
Tereyağındaki vitamini
Kalorisini taze yumurtanın,
Karşılıklı neler öğrenmedik sınıfta
Çevresini ölçtük dünyanın
Hesapladık yıldızların uzaklığını
Orta Asya'dan konuştuk
Laf kıtlığında
Neler düşünmedik birlikte
Burnumuzun dibindekini görmeden
Bulutlara mı karışmadık
Güz rüzgârlarında dökülmüş
Hasta yapraklara mı üzülmedik
Serçelere mi acımadık kış günlerinde
Kendimizi unutarak.”
(Rıfat Ilgaz, Çocuklarım)
Şiiri bilenler bilir…
Çocuklarının isimlerini, hislerini, hayallerini bilen eğitimciler için, yoklama defterleri yetersizdir.
2007–2008 döneminde;
Hem tasarımcı, hem ressam, hem fotoğrafçı, hem bilgisayar danışmanı Yeşim, eğitim uygulamasının ilk eğitimcilerinden biri olma şansına sahip Emre, türküleri heybesinde taşıyan Oğuz, uygulamada iş disiplininden ödün vermeyen özenli Gamze, en uzak köylerde de yapılacak çok şey var diyen Hafize, kamerasının objektifinden zamanı durduran Tuğçe, öğrencilerini yüreğindeki çocukla tanıştıran Tuğba Kurt, rüzgârın kızı Özge, dünyanın merkezinde çocuklarla buluşan Songül, tatlı gülüşüyle tüm öğrencilerinin hafızasında yer edinen Emel Konuk, azmiyle öğrencilere örnek olan Selen, anlaşılmayan konu kalmasın diye çırpınan Seval, her koşulda olumlu bakışını yitirmeyen Zişan,
2008–2009 döneminde;
Her daim enerji dolu Gökçe, sürekli destekçi Sinem Acar, bal üreten arı gibi titizlenen Ahmet, şanslıların liste başı Cangül, aktardığı her konuya hakim Yücel, kuralların titiz uygulayıcısı Seda, şiirin kulaklarda bıraktığı tınıyı gülümsemesine taşıyan Ersel, espri küpü Sezai, öğrencilerinin her özelliğini hatırlama konusunda kusursuz Handan, hatırşinas öğretmen Yasemin, uyumun vazgeçilmez rengi Tuba Korucu, neşesi ile öğrencilerin dikkatini uyanık tutma ustası Hüseyin, sevgisini öğrencileriyle sınırsız paylaşan Senem, öğrencilerin zihninde kalıcı izler bırakan ismi gibi Şirin, oyun denince ilk akla gelen Emel Onur,
2009–2010 döneminde;
Meraklı, telaşlı, bir o kadar da enerjik Esma, öğrencilerin yegane dert dinleyeni Didem, detayları gözden kaçırmayan Pınar, ekibin sarı kelebeği (bu nitelemenin çok uzun bir zaman dilimine dayanan bir hikayesi var)
2010–2011 döneminde;
Unutulmaz sıfat oyunumuzdaki enerjik Esra, farklı alanlarda bilgi sahibi olmayı önemseyen Çağrı Osman, teatral yeteneği ile dikkatleri üzerine toplayan Gamze, eleştirel bakış açısını bir an olsun elden bırakmayan Gülçin, eğitim neredeyse orada olmayı isteyen Oya, sakinliği ile her durumu olduğu gibi kabul edebilen Özge İlarslan, bitmek bilmeyen eğitimcilik hevesi ile Özge Sezen, yorgunluğunu hissetmeyen-hissettirmeyen Seren Naz, doğa ve kültür bağlantısını alan bilgisi ile örneklendiren Sibel, alandaki ilk yıllarında eğitim uygulamalarında yer almayı tercih eden Sinem Çakır, yüreğindeki heyecanı hiç kaybetmeyen Emel Sarıgül, ağaçların dilinden İstanbul’u irdeleyen/her daim öğrenmeye açık Suay İzgi ve Elif, eğitimlere objektifinden kareleri ekleyen Emel Gurbet, bilgilerinin çeşitliliğiyle şaşırtan Melih, gizil mizah yeteneğine sahip olan Melodi, atom karınca gibi çalışan Serenay, kahveleriyle grupta 40 yıl hakkı olan İbrahim, akraba kontenjanının dışında kalplerde taht kuran Seda Kurt ve Hande ve otogar fatihi Merve.
İyi ki vardılar… Yüzlerce çocuğa farklı ufuklar açtılar ve açmaya devam edecekler!
ETİ ÇEKÜL Kültür Elçileri İstanbul Buluşması hatırası (2011)