Katmanlar coğrafyası Kapadokya’da bölgesel buluşma | ÇEKÜL

Katmanlar coğrafyası Kapadokya’da bölgesel buluşma

22.11.2012

60 milyon yıl öncesini hayal etmek zor ama Kapadokya’nın dokusu, bu muhteşem doğa değişimini bugün görmemiz için, bölgenin geleceğini var olandan yola çıkarak kurgulamamız, hayal etmemiz için yeterli. Erciyes, Hasandağı ve Güllüdağ’ın püskürttüğü lav ve küllerin doğal etkilerle oluşturduğu yeryüzü şekilleri, peri bacaları milyonlarca yıl sonra, insanoğlunun yaşam alanı oluyor. İnsan eliyle oyulan kayalar, mağaralar doğanın içinde yaşayan ve ondan beslenen insanın varlığıyla iç içe geçmişliğin en önemli örneklerinden. Kapadokya, 1985 yılında doğal ve kültürel bileşenlerinden dolayı UNESCO Dünya Miras Listesi’ne girdi. Bu dünya mirası şimdi yönünü, geleceğini belirlemeye çalışıyor.

ÇEKÜL Vakfı tarafından, Türkiye Belediyeler Birliği’nin desteğiyle Tarihi Kentler Birliği için hazırlanan Kültür Öncelikli Bölgesel Yol Haritaları kapsamında, “Kapadokya Stratejik Yön Planı Nevşehir Çalıştayı” 20 Kasım’da yapıldı. Aksaray, Niğde, Nevşehir, Kırşehir ve Kayseri’yi kapsayan Kapadokya’nın geleceği için, çalıştaya kamu-yerel-sivil-özel tüm kesimlerden yaklaşık 200 kişi katıldı.

Çalıştay açılış konuşmalarıyla başladı:

Nevşehir Belediye Başkanı Hasan Ünver

Nevşehir’in çok kültürlü bir tarihi var. Ama ne yazık ki bu eserlerin çoğu günümüzde yok. Var olanları korumak içinse elimizden geleni yapıyoruz. Osmanlı arşivlerini araştırdık ve 70 bine yakın belgeyi derledik, web sitemizden ulaşabilirsiniz. Bu belgelerden bazılarında suyollarından bahsediyor. 30 suyolu varmış kale civarında. Biz de merak ettik ve bir araştırma yaptık. O bölge dönüşüm alanı kapsamındaydı ve bu çalışmalar sırasında yeraltı şehrine, suyoluna ulaştık. 785 bin metre karelik bir alanı kapsıyor. Türkiye ve dünya için önemli bir alan. TKB ve ÇEKÜL Vakfı’na burada bir merkez oluşturmalarını teklif ediyorum. Bilim adamlarının içinde olduğu bir platform oluşturmalarını istiyorum. Bölgede çalışan arkadaşlarımız,burayı bütün olarak görmelidir. Kapadokya hepimizin. Bazı yanlış uygulamalar var ama bölge talan ediliyor demek doğru değil. Bu çalıştay çok önemli.Çünkü kurumları bir araya getirecek ve bütüncül bakış sağlayacak. Çalıştayın ardından bölgedeki belediye başkanlarının daha duyarlı olacağını biliyorum.

ÇEKÜL Vakfı Başkan Yardımcısı Mithat Kırayoğlu,

Bu öncü bir çalışmadır. Seçilen beş bölgede yürütülüyor. Anahtar sözcüğümüz bölgesel yönetim. Özgür bireyin, yeni toplumun talebi daha demokratik, barışçıl, daha sivil bir yönetim biçimidir. Bu eksiklerimizi tamamlamaya çalışıyoruz ülke olarak. Yerelleşme muhtardan başlar ve belde, belediye, büyükşehir, kamu, özel idare diye devam eder. Bölgesele gitmesi gerekirken orada tıkanır. Bölgesel düşünmeye alışık bir ülke değiliz. “Bölge”olma özelliği taşıyan, ortak değerleri olan alanlarımız var.Bundan önce Trakya ve Ege’de yaptığımız çalıştaylar kalkınma ajanslarının da dikkatini çekti ve yol haritalarında yer alan, önerilen projelere destek vermeye karar verdiler.Yani bütçelerini daha verimli kullanabilecekleri alanlar açıldı aslında. ÇEKÜL Vakfı ve TKB olarak bu çalıştayları başlattığımız için önüne “kültür öncelikli” ifadesini ekledik. Çünkü kültür coğrafyasındayız. Koruma-kalkınma modelinin, kısaca “sürdürülebilir” modelinin özü kültür; kalkınma, koruyarak gerçekleşecek. Toplumsal barış da bu yoldan geçerek sağlanacak. Bölgede yaşayan insanların bugüne ait beklentileri var. Bazı bilimsel çalışmalar yaşama biçimini ve halkı göz ardı ederek hazırlanmış. Amacımız, geleceği tasarlamak, potansiyeli umuda dönüştürmektir. Bölgesel planlamaya en çok yakışan bölgelerden biri Kapadokya’dır. Geçmişten gelen uzlaşı kültürünü hâlâ taşıdığı için bu planlama kolayca başarılabilir. Sadece bunu hatırlamak gerekiyor.

Niğde Valisi Alim Barut ve Nevşehir Valisi Abdurrahman Savaş da birer konuşma yaparak bölgenin önemine dikkat çekti, kurumlararası işbirliklerinin önemine değindi.

 

Çalıştay Yöneticisi, ÇEKÜL gönüllüsü şehir plancısı A. Faruk Göksu ise “Kapadokya denildiğinde katmanlar aklımıza geliyor” diyerek konuşmasına başladı: “Artık işbirliği-güçbirliği dönemindeyiz. İttifak yapmak zorundayız. Kayseri, Nevşehir, Niğde, Kırşehir ve Aksaray güç birliği yaparsa bu bölge daha iyi yönetilir. Sektörel etkileşimler önem kazanıyor. Sadece turizm değil tarım, kültür, doğa stratejileri üretmemiz gerekiyor; buna bağlı olarak ölçek etkileşimi yapmamız gerekiyor. Ayrıca bölge kavramlarını da aşan doğal ve ekonomik eşikleri değerlendirmek zorundayız. Çalıştaylarda bölgeye üç temel bakışımız var: Sınırsız sınırlar, dün-bugün-yarın(bugünün beklentilerini yarına nasıl taşırız), üçüncü bakışımız ise tematik bakış. Bu çalıştayda Kapadokya stratejik temasının yönünü tartışacağız. Önereceğiniz her şeyin ‘nasıl’ını düşünmek gerek. Bu doğrultuda bir çalıştay yapacağız.”

Sabah oturumunda kentsel ve bölgesel bakış kavramlarının içi dolduruldu. Yoğun katılım gösteren sivil toplum örgütleri, yerel işletmelerin temsilcileri ile rehberler ve tur operatörleri, kamu kurumlarının temsilcileri söz alarak bölgenin sorunlarını dile getirdi. Öğleden sonraki oturumda ise BEK Analizi kapsamında katılımcılar iki gruba ayrıldı:

E grubu:Ekoloji, Ekonomi, Eşitlik, Etkinleştirme, Edinim, Entegrasyon (Şehir plancısı Simge Zilif tarafından yönetildi) 

K grubu: Koruma, Kapasite, Kalkınma, Kimlik, Katılım, Kurgu (Şehir Plancısı Batuhan Akkaya tarafından yönetildi) 

 

İki saatlik bir çalışmanın ardından, her iki grup da ortaya koydukları kavram ve proje önerilerini genel değerlendirme toplantısında paylaştı. Bu sonuçlar ışığında çalıştay ekibi tarafından tespit edilerek önerilen 10 temel ilke ÇEKÜL çalıştay ekibinden Yonca Moralı tarafından paylaşıldı ve görüşler bildirildi. Ortaya çıkan veriler derlenerek oluşturulacak rapor, tüm katılımcılarla paylaşılacak. Kapadokya bölgesinin ikinci çalıştayı ise 12 Aralık’ta Kayseri’de yapılacak.

10 Temel İlke

1. Biz Kapadokyalıyız

2. Kapadokya Kurulu

3. Bölgesel Yönetim Planı

4. Tematik Senaryolar

5. Bilgi ve İletişim Yönetimi

6. Tasarımın Gücü

7. Yaşam

8. Bilinmeyenlerin Envanteri

9. Korumada Sivil Katılım

10. Ekoloji ve Ekonomi Dengesi